İstanbul Şehrengizi Şiiri - Yorumlar

Mehmet Şamil Baş
20

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

İ.
bağdaş kurup Beyazıt’ta ihtiyar bir çınarla
/ kaçamak bakışında şairin /
açıp açıp okuduğum şehrengiz
âh! ne yana baksam ben
ne yana baksam hatıralar yaprak yaprak dökülür
içim içime sığmaz nerde bir şair görsem

Tamamını Oku
  • Ayten Kahyaoglu
    Ayten Kahyaoglu 31.05.2006 - 01:11

    ÖDÜLÜ HAKEDEN SIIRI VE SAIRI YÜREKTEN KUTLUYORUM.
    VE BURADA KOMEDI HAVASINA GIREN KISKANCLIKTAN CATLAYANLARADA INSALLAH CATLARSINIZDA BIRLESTIRME SANSINIZ OLMAZ DIYORUM. FAKAT DEVAM EDIN SIZI GÜNLÜK DIZI GIBI IZLICEM BUYRUN MEYDAN SIZIN AT KOSTURUN ISTEDIGINIZ GIBI ISTEDIGINIZ YÖNE

    AYRICA CEM YILMAZ VE FERHAN SENSOYU GECMISSINIZ BAZILARINIZ ONLARDAN DAHA BASARILI KOMEDI DALINDA :) AYTEN

    Cevap Yaz
  • Naile Duman
    Naile Duman 30.05.2006 - 19:38

    Bu konuyu tartışmayacağım. Türkiye Cumhuriyeti okullarında okuduğunuzu ve tüm tarihi okuduğunuzu ve edebiyat bilginiz olduğunu farzederek...

    Cevap Yaz
  • Göktuğ Yayman
    Göktuğ Yayman 30.05.2006 - 18:48

    Bu şiir şimdi arapça ve farsça mı? o zaman Yahya Kemal de farsça yazıyordu. Bir şeylere takılıp kalmayın. İstanbul'a vurulmuş damga Osmanlı damgasıdır. Mesela Erzurum ve SİVAS Selçuklu mührünü taşıyan şahirlerdir. İstanbulun şiiri de budur o yüzden.

    Cevap Yaz
  • Naile Duman
    Naile Duman 30.05.2006 - 18:21

    Öz dilimiz Arapça ve Farsça?

    Önce Türk tarihine göz atmak lazım sanıyorum. Bilmeden fikir sahibi olmak konusunda çok kabiliyetliyiz.

    'H.Greenberg' in 'Türkçe, gerçek bir doğa ve matematik dilidir. Türkler Müslümanlığa bulaşmasalardı, Türk dilinin gücüne hiçbir dil ulaşamazdı.'(2) dediğini gördükten sonra, daha da çok düşündüm dilimizin adlandırma dizgesi üzerinde. Adlandırma deyip geçmemeliyiz. Adsal dizgenleştirme, bir bakıma dilin temel omurgalarından birini oluşturuyor; adlandırma yöntemleriyle oluşturulan düşünüş dizgelemelerinin de.

    Bugün Türkçe bizim anadilimiz olmasının ötesinde çok güçlü ve değindiği toprağı yurtlaştıran / vatanlaştıran, dünya çapında yaygın bir anadil'dir. Yargıç olan kızımın Hakkari'nin Beytüşşebap (Farsça, gençler evi, gençlik yurdu vb. anlamlarına geliyor) , ilçesinde görevli bulunmasından yararlanarak, o yörede konuşulan dil üzerinde küçük bir çalışma yapmıştım. Kendilerinin Kürtçe dedikleri altı yüz kadar sözcük içinde: Eski Türkçe 'aggıl' Anadolu Türkçesinde ağıl, eski Türkçe ukuş, umuş Anadolu Türkçesinde yumuş, eski Türkçe'de 'duğudu-tuğdu' Anadolu Türkçesinde düğün-tören, 'aggır' Anadolu Türkçesinde ağır, eski Türkçede gukin-ökün, Anadolu Türkçesinde öğün, eski Türkçede öpkem, Anadolu Türkçesinde öfke vb. Türkçe kökenli sözcüklerin %27, Farsça sözcüklerin %63 oranında yer aldığım, kalan sözcüklerin Arapça, Süryanice, yedi kadarının kökeninin ise bilinemediğini saptamıştım. Kayseri'de 'Kiçi Kapı', Ankara'da 'Kiçiören'(3) küçük, dar, daralmış, daraltılmış anlamlarına gelen önad tamlamalarında geçen 'kiçi' sözcüğü ile, benim doğduğum beldede, Akkışla'da da halen kullanılmakta olan ve kar esintisi, esinti yığışması, kar kürtüğü, kum kürtüğü anlamlarım içeren, eskin-esgin biçimlerinde kullanılan sözcüğün Beytüşşebaplılar ağzında 'esigin-esengen' biçimlerinde kullanıldığına tanık olmak beni çok sevindirmişti.

    Rus, Bulgar, Macar, Çin ve kimi Ortaavrupalı dilcilerin yazdıklanyla tanık oluyoruz ki, Türkçe çok dallı budaklı bir dil, yer yüzünde çok yayılmış bir dil. Bugün Türkiye dışında 13 ülkede ve bir o kadar da değişik topluluklarda yazılan, konuşulan bir dil Türkçe; Ural-Altay dil ailesi yapılanmasının Altay kolunda başat anadil. Sağlam yapılı ve doğurgan bir dil olduğu için, Ortaasya'dan başlayan ve yüzyıllar süren yazısız, abecesiz göçler bile onu işlevsizleştirememiş. Yüzyıllarca Anadolu'da sahipsiz, yazısız, abecesiz kalmış; Arap ve Acem dillerinin, onların yazınsal- düşünsel- ekinsel baskılarının altında bile pes etmemiş bir büyük dil Türkçe. Binlerce yıl öncesinin birer toplum dili, inanç dili olan Sanskritçeye, İbranice ve Arapça'ya sözcük / kavram vermiş bir dil Türkçe. Prof. Dr. Arthur Jefery'nin 1938 yılında yaptığı 'Kur'anda Arapça Olmayan Sözcükler' (4) adlı bir araştırmaya göre, Kuran'da Arapça olmayan Pehlevice, Ermenice, Akatça, İbranice, Süryanice vb. sözcüklerin yanında 19 adet de Türkçe sözcük vardır. Bu bağlamda Türkçe, yerleştiği toprakları yurtlaştırdıktan başka, yabancı dil ve dil kurallarına kendini kolay kaptırmadığı gibi, parça bölük oymak dillerini, aşiret jargonlarını ve toplum dili, ekin dili olmaktan uzak çobancaları kendi sağlam bünyesinde eritip dönüştürerek ekinsel / düşünsel egemenliğini duyumsatmış bir dildir Anadolu Türkçesi. Dünyada binlere yaklaşan dil'den yüzlercesi yok olup gittiği halde, 1923 devrimine değin, ardında din / inanç-tapınç ya da herhangi bir siyasal güç bulunmadığı gibi, yüzyıllarca birtakım dilsel, inançsal etkenlerin, sınır tanımayan siyasal erklerin baskısında bile dimdik ayakta kalabilmiştir Türkçe. İç dirikliğini kendi üreten ve matematiksel bir dizgeselliğe sahip oluşu, onu hep dış etkenlere karşı korumuştur.

    Dilsever cumhuriyetçiler dimdik durdukları, aydınlanman aydınlar sayrılığa, bilinç yitimine uğramadıkları takdirde, Türkçe, aşiret ve topluluk j argonlarının, çobanlamaların üstesinden gelmesini bilecektir.'

    *http://www.turkdilidergisi.com/101/alidundar.htm


    Şiir ve şaire yönelik eleştiri yazım için:

    http://www.antoloji.com/siir/siir/siir_SQL.asp? sair=20845&siir=465109&order=

    Cevap Yaz
  • Ahmet Dinc
    Ahmet Dinc 30.05.2006 - 17:32

    Yarışma sonuçları açıklanalı uzun bir süre oldu. İlk başta sadece yorumları okumakla yetindim. Birçoğu ceffe'l-kalem yazılmış, ve haddini aşmış yazılar idi. Aralarında düzgün yorumlar ve özeleştiriler de vardı tabii. Fakat, yazılanlar bir şaire yakışmıyor.

    Mehmet Şamil bey'in şiiri biraz değişik, alışılagelenden farklı, manzume tadında güzel bir şiir olmuş. Kendisini, aldığı derece için tebrik ediyorum, yayın arkadaşının vefatı yüzünden de baş sağlığı diliyorum.

    Şiir sanki, gereğinden fazla uzun, bazı yerlerde zoraki ifadeler ve kendinden önceki mısra ile bağlantısı kopan yerler olmuş. Farsça ve Arapça kelimeler kullanımı ise gayet yerinde. Bunlar zaten bizim öz lisanımız. Birkaç husus haricinde dile hoş gelen bir şiir. Darılmayın ama, 'âh! ne yana baksam ben' ve 'kaç bin yıl kaç bin insan / tanıştığım hep benim' mısralarında biraz narsizm sezdim.

    Yarışmaya gelince. Eğer maksud eserse mısra-ı berceste kafidir demiş Koca Ragıp Paşa. Dereceye girmek için uzun şiirler yazılması gerekmiyor. Burada bir hata etmişler. Yarışma şartlarında da her türden şiir katılabilir demek yerine biraz daha muayyen olsalardı daha iyi olurdu. Yahya Kemal acaba Aziz İstanbul şiiri ile bu yarışmaya katılsa, acaba mansiyon alabilir miydi diye merak ediyorum...

    Sevgilerimle,

    Cevap Yaz
  • Kemal Çavdar
    Kemal Çavdar 30.05.2006 - 14:48

    bu yarışma kafiyeli ve ölçülü şiire yapılmış en büyük suikasttır..on küsür dereceden hiçbirinin bu tarz şiire ayrılmaması, birçok safsata düz yazıya derece verilmesi masumane bir tercih olarak görülemez.antoloji gibi kültüre ve sanata adanmış bir sitede yaşanan garip uygulamalar da buna yol açmış olabilir..
    şu sorulara cevap arıyorum:
    1- şiirim nurullah genç ve hilmi yavuz tarafından okundu mu?
    2- yarışmada ilk elemeyi kim, hangi usullerle yaptı?
    3- ölçülü ve kafiyeli şiirler edebiyat dünyasından neden dışlanıyor? bu şiirlere karşı önyargı ile mi hareket ediliyor?
    4- şiirde ne arandığı jüri üyeleri tarafından açıklanacak mı?
    5- ilk elemeyi aşmış şiirlerin derece alamama gerekçeleri belirtilmeyecek mi? ?

    Cevap Yaz
  • Sergül Vural
    Sergül Vural 29.05.2006 - 22:45

    Mehmet Şamil Baş'ı aldıgı ödülden dolayı kutluyorum.
    Eleştirileri şair adına değil; jüri üyeleri adına değerlendiriyorum.
    selamlar

    Cevap Yaz
  • Emel
    Emel 29.05.2006 - 20:39

    istanbul benim canım vatanımda vatanım.istanbul istanbul.istanbul bitmez tükenmez o na aşık milyonlarca yürek var'.istanbul benim zaman mekan aşıp gelen SEVGİLİM' kaleminize sağlık sayın BAŞ

    Cevap Yaz
  • Hatice Köksal
    Hatice Köksal 29.05.2006 - 16:41

    tekrar tebrik ederim mehmet bey.ödül töreninde bende ordaydım tam sonuna yetişmişim acaba neler oldu çok merak ediyorum.ne güzel okudunuz hiç kımıldamadan nefesimi tutarak dinledim sizi.kimi zaman dudaklarımda bir tebessüm kimi zaman gözlerimde iki damla yaş.Allah başarılarınızı daim eylesin.....bizi şiirlerinizden mahrum bırakmayın...........kitap çıkarmayı düşünüyormusunuz? yedi gözle bekleyeceğiz.........saygılarımla........

    Cevap Yaz
  • İbrahim Yavuz Zarifoğlu
    İbrahim Yavuz Zarifoğlu 29.05.2006 - 12:01

    selamlar../ruhuna ,yüreğine ve kalemine sağlık..yolun hep açık olsun ..ŞAİR. .bil-vesile selâm ve muhabbetler..

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 406 tane yorum bulunmakta