İstanbul’a Mektup
Bu sana ilk mektubumdur
Ey koca tarih İstanbul
Sana söylemeğe dilim varmıyor
Ben bozkır, ben kıraç, ben dul
Bunlar beni artık sarmıyor
Ey koca tarih İSTANBUL
Sen buram buram, sen burcu burcu
Oysa ben barut, ben ter, ben kan,
Ben Kerbelâ, ben perişan, biçâre
Bu kavga, bu döğüş, bu isyan
Beni hâlâ anlamadın ne çare
İstanbul ah İstanbul
Beni dinle beni anlaman gerek
Bu elem, bu keder, bu dert, bu çile
Katil olduk bilerek, bilmeyerek
İstanbul’lum tüm çabalar nafile
Beni dinle beni anlaman gerek..
Bu satırlarıma sakın gücenme
İstanbul, İstanbul, ah İstanbul
Ellerim nasırlı, ayaklarım patlak
Ben yetim. ben öksüz, ben yoksul
Susuzum inan, dudaklarım çatlak
İstanbul, İstanbul, güzel İSTANBUL! ...
Abdülkadir GÜLER
Abdulkadir GülerKayıt Tarihi : 23.4.2005 02:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

O dağların soylusu küheylan yolda kaldı.
Beton duvarda hapis, yayalam yürekte kaldı,
değil biz istanbulu istanbul bizi aldı.
Akrabalar el olmuş gözlenen yol yel olmuş.
İstanbul bizi aldı insanlık yolda kaldı.
Cenneti soldurmuşlar betonla doldurmuşlar.
İstanbul mahzendeki küflü tabloda kaldı.
İnsanların içi boş kim içlerini çaldı?
Fatihin sevgilisi sanattan geri kaldı.
Beyinleri çıkarıb samanla doldupmuşlar.
Yüreklerden sevdayı manukyanlarmı çaldı.
Bizi bizden calanlar ruhumuzuda caldı.
Boğazın hatırası truvalarda kaldı.
Çağlara ufuk açan çağ gerisinde kaldı.
İstanbul truvada bizede varoş kaldı.
Mehteranın haşmeti imdi gölgede kaldı.
Fatihe fatihayı bethhovndan devlet çaldı.
Şaiirin yüreğinde gerçek istanbul kaldı.
Yinede umutvarız yeni güne az kaldı.
Eşek meydanda kişner,atlara fayton kaldı.
Bizede gemileri gökten yürütmek kaldı.
Çağların anahtarı miras dedemden kaldı.
Pusatımı kuşandım bir tek besmelem kaldı.
Necati Gedikoğlu..
TÜM YORUMLAR (4)