İstanbul Şiiri - Seleddin Aydın

Çok köklü, zengin bir tarihin var İstanbul,
Talihsizdir diyorum, Seni göremeyen kul,
Kimler yaşadı Sende, nicesi konup göçtü,
Bir çok sultan elinden, ecel şerbeti içti.

Sana ulaşmak için, Ordular yaptı akın,
Peygamberin övdüğü, güzel askere bakın,
Fatih'e nasip etti, fethini Cenabı Hak,
Ulubatlı Hasanlar, burcuna dikti Bayrak.

Adın dillerde Türkü, ismin dillerde destan,
Edirne'den Ardahan'a, kucağında çok insan,
Taşını toprağını altın biliyor herkes,
Anadoludan çıkan, Sende alıyor nefes.

Görmek gerek Anadolu, Rumeli hisarını,
Dolmabahçe, Beylerbeyi, Yerebatan sarayını,
Her köşenden gözükür, cami, minarelerin,
Eşi varmı Sende ki, tarihi eserlerin.

Köprüler inci gibi, boğazına dizilmiş,
Asya ile Avrupa, Senle kol kola girmiş,
Balık için denize süzülen martıları,
Boğaz sahillerinde, seyret yakamozları.

Eksik olmaz ki Sende, vapurun siren sesi,
Boğazın sularında, gelindir kız kulesi,
İkram edilen yemi, nede iştahla yerler,
Yeni Cami önünde uçuşan güvercinler.

Açılıp, kapanan köprü, Haliç'teki Galata,
Süvari bulmak zor, binen kalmadı ata,
Üzerinden geçiyor, hep motorlu taşıtlar,
Teknoloji çağında, gönlüm maziyi arar.

Sultan Ahmet, Ayasofya, camiler diyarısın,
Açık hava müzesi, hem kapalı çarşısın,
Topkapı Sarayında mukaddes emanetler,
Can atar görmek için, koşar Sana turistler.

Tarihin izleri var, Haydarpaşa garında,
Vapurlar mekik dokur, Marmara sularında,
Bağrında yatar nice, evliyalar, erenler.
Gurbet, sıla yolunda yolcu taşır trenler.

O da Allah yoluna, koymuştu tatlı canı,
Ziyaretcisi pek çok, git gör Eyüp Sultanı,
Çok tarihi yapının Üstadı Mimar Sinan,
Sende yeni çağ açtı, Fatih Sultan Mehmet Han.

Seleddin AYDIN