İstanbul Şiiri - Haldun Uras

Haldun Uras
43

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

İstanbul

Güneşe söyleyin bugün biraz geç doğsun.
Uyandırmasın erkenden yorgun İstanbul’u.
O şimdi sanki uzun bir geceden geriye kalan,
Yıllanmış ama gururlu bir yosma gibi uykulu.

Ada vapuru yanaşınca Bostancı’ya erkenden.
Martılar çığlık çığlığa havalanır eski iskeleden.
Telaşla vapurdan inenler koşuşturur bir yerlere.
İstanbul akan makyajını henüz tazelemeden.

Yalancı gerdanlık gibi boğazını saran Köprüler.
Sonra hoyratça davranıp çekip giden sevgililer,
Ben gideceğim deyip de sözünü tutamayanlar,
Mutlu olamıyor ne seninle ne de sensiz olanlar.

Eminönü, Beşiktaş, Kadıköy ve diğer semtlerde,
Açılır seyyar tezgahlar hergün yeni ümitlerle.
Burada sadece ekmek kavgası için yaşayanlar.
Bilirler ki sana tutkulu değil, tutukludurlar.

Gel bugün yaşantımıza bir parantez açalım.
Soluğu emektar bir Boğaz vapurunda alalım.
Vapurumuz bir sahilden diğerine yanaşırken,
Gerideki hatıralar bir bir geçer gözlerimizden.

Ortaköy, Kandilli, İstinye, Sarıyer ve diğerleri,
Kıyılarda gezindin belki ümitli belki düşünceli.
Belki sevgilinle Emirgan’da elele dolaşırken.
Taze bir kır çiçeği kopardın Lale Bahçesinden.

Gizemlidir dikkatle dolaşmalı Tüneli, Galata’yı.
Bil ki, izleyecek seni karşı kıyıdan Topkapı Sarayı.
Kulağına fısıldanan binlerce yıllık bir masaldır.
Şahidi ise yanındaki Sultan Ahmet’le, Ayasofya’dır.

Aslında sen ne kadar saf ve vefalı bir dostsun,
İstersin ki kıyıda fakirin oltasına balıklar dolsun.
Gelmeden önce “Taşı toprağı altındır” diyenler,
Bakalım birgün senden nasıl af dileyecekler?

Bu öyle bir sevdadır ki, çilesini çekenler bilir.
Ama elden ne gelir onlar ya tutkundur ya da gafil.
Kaptırdı mı insan bir kere kendini bu işveli şehire.
Kurtulamaz bir daha ne kadar gayret etse nafile.

Haldun Uras
Kayıt Tarihi : 29.11.2005 15:13:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Haldun Uras