Burası İstanbul,
Yarışın ve değişimin olduğu şehir,
Ne şehrin umurunda insanlar,
Ne de insanlara sefa bu şehir.
Borçlunun alacaklı olduğu,
Alacaklının da borcunun hiç bitmediği,
İşe gitmek için sabahın köründe uyanıp
İlk sigara dumanıyla açılışı yaptığın,
Uzun yıllardır kahvaltı ne demek unuttuğun,
Her şeyin yeterli olduğu,
Ama maaşının hiçbir şeye yetmediği şehir...
Asla haklı olamayacağın,
Geçmişini bulamayacağın,
Bekleme duraklarının kargalardan geçilmediği,
İnsanı insana kırdıran şehir...
El arabam var diye gocunma edersin rahat,
İstanbul’a gel de trafikte bir tur at!
Ayağını yerden kesen o gösterişli araç,
Birazdan mezarın olur edersin hayattan beraat…
Üretkensin üretirsin yersin bal kaymak!
İstanbul’a gelme olursun bir mazhak,
Sakın ha istemeye kalkma hakkını!
Zaten hemen kapatırlar ağzını...
Bence üzümünü ye bağını sorma, burada üzüm de yok!
Meyveler ateş pahası, seninkinde gözüm yok,
Kanser bizde tifo bizde daha nedeyim size,
Fazla söze hiç hacet yok...
Kayıt Tarihi : 10.3.2024 11:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!