İstanbul bilir
ben bilirim
sır olamaz aramızda
Gece bilir karanlığı
gün sır değildir karanlığa
İstanbul bilir
ben bilirim
tohum sır değidir toprağa
yağmur bilir
ben bilirim
İstanbulla karşılaştık
İki yabancı
İki garip
iki tuhaf
İki mahzun
ve iki yüzlü
yeryüzü
gökyüzü
martıların çığlığı
ve sesim bir birine karıştı
istanbul nerede
istanbul bende
ikimiz bir olduk
yanımızdan geçen kalabalıklara aldırış etmeden
ve duymadan şehrin gürültüsünü
istanbul nerede
istanbul bende
Gelip gitmelerim çarpar şehrin surlarına
suların akısında bir hüzündür yatan
tarih fatihini gördü
nesiller fatihini gömdü
bir işgal sonrası gibi yabancılaşmış insanlar
bir yıgın kalabalık kalbini arıyor
kalpler allahın elinde
şeytanın işgalinde
bizansın göğsüne saplanmış hançer
kendi ellerimizle cıkarılmış
endülüsten sürülmüş
İstanbulda yabancılaşmışız
dikine batıya hep batıya olmalıydı seferlerimiz
dışına hep dışına yürüyoruz içimizin
İstanbul gurbetinde kalmış kendinin
yükselen binalar
kapatmış gökyüzünü
martıların çığlığını bastırıyor
araçlar
İstanbul kaybolmuş sokaklarında
kız kulesi kadar yalnız
ve bir günah kadar yanlış
istanbul işgal altında
Lâ dergisi
Halit AslanKayıt Tarihi : 8.11.2017 10:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!