İstanbul Şiiri - Ali Tarhan

Ali Tarhan
22

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

İstanbul

Sıradağlar bir yanına dökülmüş
Bir yanında Ergene,
Sen de aralarında, kanatlarıyla uzanan
Sultan kelebeği…

Tarih öncesine günümüzden
Asma köprü olursun,
İki yakan bir araya gelmez
Gelmez de kıtaları değirir.
Aralardan kıvrılan mavi tırtılım;
Çırpındın da kendini buldun
Büyüdün de kanatlandın…

Her vaziyete göğüs germişsin
Varlığı da gördün yokluğu da…
Sonu gelmez
Ne çok piyes oynanmış,
Cihanı bir baştan bir başa etkilemiş,
Hanedanların defterleri dürülmüş.
Cansiperane roller tükenmiş,
Taş üstünde taş kalmamış,
Suflörün umarsız ihmali sebep
Topkapı’da gülzarların ardında…

Her günün ayrı bir savaş,
Ne ekmek kırıntısı kalır elde ne de aş…
Aman vermiyorsun bugünlerde;
Bir zamanlar taşın toprağın hürmetine doluştuk da
Şimdilerde kaldırımların açlıktan kıvranıyor.
Ademoğlu değil mi elinden çektiren?
Belgrad ormanlarına,
Sapsız meşesine, kızıl geğiğine
Elma yeşiline, kokusuna, suyuna,
Ciğerlerine tömbeki tüttüren.

Yerle göğü buluşturur
Mucitlere ilham olur
Galata Kulesi.
Mavinin ufkuna her an selam durur,
Nöbetini tutmakta, gözünü kırpmaz,
Nasıl desem hani; çile doldurur…

Seher vaktinde
Tersaneler çığırır emek türküsünü.
Günbatımında renk cümbüşüyle karşılar,
Haliç akşamları.
Gemileri gözler
Yükseklerden
Anılarında yaşatır
Mağrur Süleymaniye.

Kadıköy en uğrak yeridir Anadolu’nun;
Rıhtımda sesleri karışır martıyla vapurun.
Karşıda tüm ağırlığıyla
Ve nazlı bakışlarıyla süzer
Haydarpaşa,
Tarihe meydan okurcasına
Ve tüm ihtişamıyla…

Yıllanmış ağaçlarına üşüşür kargalar,
Tombul tekir kedileri dört bir yanda.
Yüksek merdivenleri meşhur
Mesirelik havasında Moda’nın…
Sesi gelir uzaktan
Her an harekette tramvayın,
Sahiline karşı yudumlar yudumları izlerken
Alabildiğine uzanır mavi saten.
Eller ellere kavuşur, aşklar depreşirken
Şu öte manzara, yelkenlerin ardında
Fener, Kalamış birbirini izler
Bir meltem kalkar
Gönülleri kuşatan…

Vakit yetmiyor artık;
İki ayağı pabuca girmiş
Sadece insanların
Bu şehirde.
Zamanı kemiren koşturmacasından
Ne görmeye ne düşünmeye
Ne de yargılamaya
Yine bu şehirde,
Takat mı kalır!
Uzaklara bakıyorum yerinize
Maltepe, Kartal sahillerinde
Karşıdan Adalar el sallar
Bir gün,
Bir gün kavuşmak ümidiyle…

Bizans’a lahit olmuş yedi tepesinde,
Ey Koca Sinan devrinin sahnesinde,
Güneş ve ay şahitlik ederken
Göz nuru abideler vermiş.
Çeşmelerinden asırlar akıyor
Kubbeleri ve külliyesiyle…

Kalabalıklar içerisinde
Yalnızlığı en derinden yaşarsın,
Havasına güvenilmez
Sarar içimi korkusu,
Aynı günde birkaç mevsim kokusu
Ustura gibi geçerken teninden zemheri,
Güneş tepeden bakar
Işığını alabildiğine saçar
Güvenilmez bir yosma misali
Alımına aldanır milyonlar
Çalımına takılmaya görsün
Vazgeçmez yine senden…

Her günü kavgayla, umutla geçenlere,
Kazanana, kaybedene,
Anlamlı, anlamsız sözlere
Köyleri haritadan silinenlere,
Bir çıkmazdan göçenlere,
Eli boş dönenlere,
Heybetin karşısında
Darına duranlara
Kulak ver,
Kulak ver İstanbul…

Ali Tarhan
Kayıt Tarihi : 5.1.2014 23:11:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ali Tarhan