Sen beni tanımazsın ama ben seni tanıyorum
Hatta ortak bir acımız da var
sana açıklayamıyorum...
İnsansın, kadınsın safsın...
görmezden geliveriyorsun...
çok insafsızsın,
hatta gaddarsın
seni öteleyen birini
tek kolunla kucaklarsın
aşk dediğin zor bulununur
ilgiyle,paylaşmakla korunur
sakınmakla temiz kalıp
tartışmayla yorulur...
yorgun bıraktığın adamı
seni kırmadan
beni incitmeden, eksiltmeden
onu üzmeden
sevmeye çalıştım
olmadı...
siz yeni yıla girerken
bana hiçbir şey kalmadı...
bayramlarda da,14 şubatlarda da
senin sıran kullanılacak
diğer boş vakitlere
benim sevgim sıkıştırılacak
sen 'ak', diğeri 'fettan kadın' kalacak
ne sen mutlusun, ne o,
ne de ben...
bu sac ayağında gereken
sonradan gelenin gitmesiydi
gerçekten
ama iki ayakla duramayan
bu garip tapuya
hatta toplumdaki
tabuya
birinin yapması gereken fedâkarlık
bana düştü
sen bilmesen de
kalp çatlağından sızan vicdanım
defolacak olan sensin dedi.
hissetttiğin doğrudur!
çünkü kadın denilen canlının
bir de duyargaları var bilirim
olduğuna da sevinirim!
ya iletmeseydi antenlerin?
nasıl anlayabilirdin ki
bu adamı gerçekten seven 'ben'im...
ve ben?
nasıl anlardım ki
yasaları elinde tutan sendin
ben kimim sorma zaten
içimdeki yusufçuku boğdum
'senin için' ama
benden sonra gelen
daha ıstıraplı anlatacaktır sana
'aşk' elinde yüzük olmak değil
bir siğil!
yayılacaktır sen farkına varmadan
hayatına...
Önleyemeyeceksin,
öldüremeyeceksin
bugünden itibaren sana
sevgisi hüzünlü bir koca
ve şen olmayan bir yuva bıraktığım
için özür diliyorum
ama biliyorum
ben olsam da olmasam da
şen değildi zaten...
bana kalan yine hüzün
yerden kalkmayan yüzüm
bana 'insan ol' dedi..
bak, ben seni düşündüm..
adımı bile bilmediğin ben
vazgeçtim herşeyden
şimdi,
içimde boğduğum yusufcuğu
uzaklara gömmeye gidiyorum
ne sen göreceksin mezarını
ne de ben
burada tek üzülen ben!
Çünkü senin ''O''nun var
''o''nunsa tertemiz seni..
bense gidiyorum
adım artık serseri...
21 aralık 2008
(06:10)
A.Yazıcı / Andrea and
(Üçüncü sayfadan kaçan çaresiz kadın)
Ayşenur YazıcıKayıt Tarihi : 22.12.2008 12:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
MESNEVİ ŞERİF VI. Cilt 165.nci hikâye. (ölü, yaşadığı halde ölen kişidir) Ekmek, insana mülayemet verince ey sevgili dost, artık neden ona ekmek dersin? Mahmude de. Yoldaki toprak göze ve cana parlaklık verirse o toprağı sürme gör, sürme bil. O nur, bu topraktan çıkıp parlarken artık ben ne diye başımı göğe kaldırayım? O yok oldu, ey küstah, ona var deme. Böyle bir ırmakta hiç kuru toprak kalır mı? Bu güneşin önünde yeni ay parlayabilir, yahut böyle bir Rüstem’e karşı Zal’in kuvveti para eder mi? Tanrı da diler ve üstündür o. Nihayet varlıkların kökünü kazır, hepsini yok eder. İki deme, iki bilme, iki çağırma. Kulu efendisinde yok olmuş bil. Efendi de efendiyi yaratanın nurunda yok olmuş, ölüp gitmiş gömülmüştür.
bu garip tapuya
hatta toplumdaki
tabuya
birinin yapması gereken fedâkarlık
bana düştü
sen bilmesen de
kalp çatlağından sızan vicdanım
defolacak olan sensin dedi.
Çok etkilendiğim bu kısmı kırptım çaldım sanki..
Duygular ,heleki kadın ıssızlaştıysa daha bir anlam ifade edyor.... Sevgili Ayşenur!
Nice yeni yıllara sağlık huzur ve muhabbetle geçsin diliyorum..
Yürekten öyle güzel yazılmışki
Deger vermek insanlara nekadarda zor geliyor,Halbuki su kısa önrümüzde herşeyi hesapsizca yaşamak varken,Aşıksan sonuna kadar mücadele edeceksin yada umut vermiyeceksin.Sonucunda boyle duygu şiirler ortaya cıkabiliyor.(sözüm Erkeklere)
yüreğinize sağlık.
bilmem beni hatırladınız mı?
şiirlerime yorum yapmıştınız,
şiir kitabınızı göndermiştiniz.
listemden kaybetmişim sizi.
Yıkıcılığındanmı vazgeçmektedir ?
Onun fedakarlık yapmaktan anladığı bu mu dur?
Emek en yüce değerdir.
Uğruna emek verip, sahip olabildiğinden vazgeçen kişi
çok şeye hak kazanmaktadır.
Bu hakkından kendi isteğiyle
vazgeçene; fedakar ve fedakarlık yaptı denilebilir.
Sonradan gelen ben dediğine göre, bile bile lades yapmıştır.
Şartlar umduğu gibi gelişmediğinde, o yaşamı
yerle bir etmek için sızdığı
çatlaktan geri çekilmek zorunda kalmak fedakarlık diye anlatılamaz ve bu yolla sempati kazanmaya çalışılmaz.Buna olsa olsa, okuyanları kendi lehine yönlendirmek ve mağdur edebiyatı yapmak denir.
Ne yazıkki; bu toplumda uzunca bir süredir sapla saman birbirine karışmış ve ağzı laf yapan herkes, kelime oyunları ile yaptığı olumsuz şeyleri şiir veya demagoji aracılığıyla normalize etmeye çalışmıştır.
Toplumun temeli ailedir !
gerisi laf-ı güzaftır..
Saygılarımla
TÜM YORUMLAR (13)