Sen arzın nadide ve aşkın en sırlı çiçeği.
Sana o bakanlar görür mü saklı gerçeği?
Üç dindeki hakkın, merhametin ve sevgin,
Her mekanına ruh vermiş kadim şehrinin...
Sonra,
Dönüp aya dedim ki,
Sen sahte bir yüz taşıyorsun.
Bütün saltanatın şafağa kadar...!
Nefes yok, can yok, her yer sakin ve sessiz,
Zaman ve mekan bekliyor sessiz sessiz..!
Biz çocukken ne güzeldi bu dünya,
Derdimiz, şeker ile oyuncaktı.
Büyüdük değişti derdimiz güya,
Acılar ruhumuza kanca taktı...
3.8.2016
inandım ki,
kaderin karşısında sen;
Rüzgarın nazlı nazlı salladığı,
Dağların gelincik çiçeğisin...
Anladım ki,
Mevsim şitaydı;
bir bir göçüp gitmişti papatyalar
Dost misali hüsnü cemaline aşinaydı
Göçüp giden son bahar...
Hadi !...
Bekliyorum, bana gelen sesin;
Bir işaret, bir selam versin.
Şimdi bilmiyorum,
Nerde, nasıl ve ne haldesin?
Cenazeme gelenlere,
Hani gönlün bizden istediği hep hicrettir ya,
İnsan bilsin, bunun yolu tek, kötüden iyiye..!
Son gecede sade Allah diyebilirim;
Nüfusa yazılır, ölü diye bir yazı,
Can kuşum, kafesim kırılırda giderim,
Sözümden süzülür ölüm beyazı...
Gözlerine mil çekilmiş âmâ gibiyim;
Ne bir halı var ne bir ot, sade kum,
Karanlık gölgem, toprakta derin kuytum,
Asr'ı anla, Allah'a emanet uykum,
Dur ve düşün sen, evvel hiç yoktun...
Zaman canıma vurulmuş yıkıcı bent,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!