Bakma dünyanın haline
Yangın gibi gözlerine
Kurşun misali tenine
Zarar verir yüreğine
Düştüm toprağın üstüne
Sade gönülün derdine
Yalnızlığı suya, yalnızlığı aşka
Yalnızlığı sürgün kendine
Sade gönül, sadeydin hani
Yalnızlığına değil isyanım, yalnızlığa
Bu yara başka yara
Benzemez hiçbir yara
Benden beni çaldı da
Alıp gitmedi yara
Bak hatırlamadı sevdiğim beni
Tutsak sevda...
Elleri kelepçeli ayrılıkların
Herkes, kimsesiz buralarda
Ben kimsesiz
Gözlerin geliyor aklıma, gözlerin...
Ve buralar gözlerinden uzakta sahipsiz
Susma
Bağır duygularım
Yırt boğazını amaçsızca
Ama ne olursun susma artık
Sükunet pınarına dalmış gidersin
Güle bülbül takılmış sevdanın öyküsünde
Kitaplara sığmamış bir günlük muhabbeti
Kaderde yazıları içinde yankıları
Söylemişler dünyayı, sevginin türküsüyle
Yıldız geceye konmuş gündüzün akşamında
Bildiğim bütün kelimeleri azad ediyorum
Benim kadar özgürler artık
Onların bildikleri onlara
Benim bildiklerim bana
Dolansın dillerde kelimelerim
Kara kuru dağların padişahı
Yerden bitme memleket soytarısı
Kışlık yurdu karanlık sadrazamı
Olmuş şimdi aydınlık hatırası
Kulpu kırık vazonun baş mimarı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!