Gözlerin madende kömür karası
Gönül ocağıma attım yanarım
Sarılmaz aşkımla derdin yarası
Yalandır hayatım aşka kanarım
Ufukta görünmez seherde günüm
Gece uyku girmez mahmur gözlere
Kolunda acısı titrer oldu el
Yüreği isyanda yanar sizlere
Zaman akar ömür içindedir sel
Sinesinde yara namesi dilde
Ağustos ayında kar yağar başa
Sineme gül ektim, yok dermanım
Candan pişirdim su kattılar aşa
Sineme gül ektim, yok dermanım
Kol kanadım kırık, yüreğim tutuk
At oynatamadım fanidir hayat
Toprak altı kara geceyi sarmam
Kötülüğe inat sevmeyi dayat
Hayırsız kulların yanına varmam
Ateş idim yanıp küllere döndüm
Bir mesaj gelir
Okurken yürek parçalanır
Sanki vücuttan bir şey koparcasına
Acı ve ağır bir yara gibi
Kara haberdir bu
Ana baba gardaş
Tükeniyor ömrüm türlü dertlerle
Kimse bilmez bende garip haller var
Nasıl sürdüreyim ömrü kimlerle
Kimse bilmez bende garip haller var
Saçıma akları düşürdü gönlüm
Maviyken denizim
Yakamozu parlardı her gece
Beyaza açıkken pembem
Aniden bir renk kararması
Karalar griler çalındı güneşime
Gözyaşım akar kırmızı
Avucumda bir sıcaklık
Dokunan meltem rüzgârı
Vücudumda serinlik
Yüreğimde ateş
Nehir olmuş yürek
Duygularım ise çağlayan
Gülmedi bu yüzün ciğerim yanar
Alışamadım ki yokluğun beter
Bıçak kesmez yürek içerden kanar
Gözyaşım sel gibi akıyor yeter
Bozkırın toprağı gibi kıracım
Sen beyaz
Ben kara
Açılmasın gönüllerde yara
Sevgiyi beslemiyorsan özünde
Kalbin olsa ne fayda
Gündüzün yok gecen kara
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!