Bekle bekle dedin
Her zaman gülüp geçtin
Sanma gecelerin matemini
Hep ben çektim
Kayboldun sayfalarda
Öyle
Bir kelime söyle ki
Ne gitmek zorunda kalsın
Nede gelmek için bahane bulabilsin
Sadece
Hatanın kendinde olduğunun
Saçlarında yıldızların parlaklığı
Elleri ile toplamış saçlarını
Tarak değse dökülecek her bir parçası
Gözlerinde yorgunluğun her yılları
Saçları dağınık kalmış hayatında
Hiç baktın mı giden gemilere limanda
Kaptan çektiriyor, çapayı kalkış anında
Daldır kürekçi de yaralım denizleri varalım sevdanın ortasına
Özlemin içindeki acı ile özlemi bilen var mı ki
Biz aşkı uzaklar da yaşayan, ser seriz serseri
Geçmişin hasreti ile yanan gönüllerin sevgisi değil mi?
Fotoğraftaki gülüşlerden
Haberin yoksa
Geçmişe baktığında
Anıların acısını
Vicdansızların yaptığını
Hatırlarsın
Gönlüm hasret kalsa gelmek gitmek elde değil
Yanıp yakılsa emir bu uymamak elde değil
Musalla taşında kalsa bedenim
Gözyaşımın bir damlası yere düşmez gayri
Ağlaya ağlaya geçirdiğim gençlik çağı
Kurşunlar seni tanımaz bilirim
Bir mermim var adım yazılı benim için
Barut kokan sakalları mı gördüm aynada
Yüzümdeki çizgileri işaretledim rakamla
Ömür tükenirmiş bugün öğrendim
Bak mutlusun şimdi
Ölüp ölüp dirilen benim burada
Bilmesin belki
Gözlerin açık uyumazsın şimdi
Siyahların içinde beyaz günleri arattığın
Yerdeyim şimdi
Hükmünü ben vermediğim yıllarım
Sevilmeden alınan zamanları varmış
Ömrüm hep hiçlere adanmış
Kalbim kırık
Herkes de vebalim kalmış




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!