Ezan sesininin o kutsal tınısında kanat çırpışıp dans eden melekler misali yüzün
Dinlendiren
Huzur veren
Hiç bir günah kapısından içeri girmemiş Öylesine bakir ölesiye beyaz ki kimliğin
Bir girdap gibi içine alan
Aldıkça başımın döndüğü
Zayıf yerimden buldu hayat
Bu aciz
Bu çaresiz bakışlar ordan miras
Yoksa yıkılmaz ölmez dim
Öyle kurşunla dostla filan
Kimsenin ihanet etmesine izin vermedim
Gece yanık yüzlü sıska çocuk
Şaşkın ördek
Lambada tos tos böcekleri
Ve çatı güvercinleri
Kan damlayan kanatları
Suluyor bahçede çiçekleri
Keşfedilmek değil
Anlaşılmak üzre dertlerim var benim
Yaşayan bir Nazım bulmalıyım şimdi
Ölüm kadar uzak bi ihtimalde..
Küçük bi İskender olmak vardı ya şimdi
Gecenin tam da dördü sekiz (04:08) geçen saati
Onun gibi küçücük yaşayıp
Kocaman ölmek..
Şehirler arası trenlerde
İki vagon arası
Sıkışan
Babacan biletcilerin
Son sigara paramiza dokunmadığı
Üç mevsim oldu sarhoşum
Çirkin sarkılar çalıp söylüyorum
Sokak kedilerine
Bi tanesi hiç dinlemiyor beni
Benim annemi dinlemediğim gibi
Onunda başı benim gibi hep çöplükte
Geldin işte bak
Bitti o bütün namussuz
Menapozlu acılar
Soğuk değil kışlar eskisi gibi
Ellerin etlerimde
Sıcak
Öyle masun öyle kırık gözlerle bakma bana
Rengarenk bir gökkuşağı bezenmiş olsada suretin
Gördüğün sadece bir yansıma ışık süzümü Beyaz bir tay
Kızıl bir elma
Yada
Siyah bir çocuk yüzü değilsin asla
Günün bittiği o yerde hiç olmadın sen
Bencildin
Beklemedin varmadin benimle güneşin yanagimiza yansıyan o sıcak yüzüne
Ellerim hep sigara
Hiç sen tutmadın
Göz yaşımın düştüğü o yer omzum olucak derdin




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!