İliklerime işleyince kurşun-i gözlerin, kırıldı direncim
Rengi kuşkularla büyüyen bir geceydi sensiz günlerim
Ruhumdaki ağıtları, yüreğimdeki ağrıları bitirdi sözlerin
Islak yastığıma hüznünü düşürünce sevdaya düştü gönlüm
Sen utangaç mavilerin mart filizleriyle uykuların alaca rahminden düştün bu yaşam sularına. Karları taşıyamayan ağaçların pamuk döşekleri toplanırken uzaklarda, durağan bir çığlıkla merhabalarla güldün hayata. Yağmurla oyunlara açıp minik avuçlarını, yüreğinin dönencesine düşen gözlerindeki engin bakışlarla yürüdün yılları.
Yönü dümenden ayrı düşen yaşam sularında yeşil denizler ekmişsin gönlünün coğrafyasına. Hüzün kayalıklarında zamanı ruhunda taşımış, evreni didikleyerek defne dalları ile örtmüşsün aykırı tükenmişlikleri. Sen sularını içtikçe dağların, ışıklar yolunda diz çökmüş. Kulaklarına yıldız sevgileri iliştirerek sırlı bakışlarla süzmüşsün gökleri. Yaşam sularının kirli sularında adresini yazıp kitabına, gitarının tellerinden ruhunun şarkısını söylemişsin.
Değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
Islak saclarını güneşte kurut:
olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın
değerli arkadaşım Selahattin Yetgin, ne güzel bir yazı bu böyle....
çok güzel betimlemeler, akıcı, sürükleyici, şiirsel, okudukça tadı damakta kalan... içtenlikle kutlamak da bana kalıyor...
tebrik ederim kalem arkadaşımı......
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta