Ömrüne sığmayacak bir sevdası olmalı insanın,
Bir bakışa sığacak.
İnsanın emeği olmalı ömründe,
Cumba olsa dünya, sırtlayacak eliböğründe.
Uzun uzun bakıyorum,
derinlere dalıp ta çıkardığım anılar kısa,
Ben duruyorum zaman etrafımda dönüyor,
Sanki güneş hiç batmadı da hasret kaldık karakışa,
Az kalmış yol, çokmuş gibi gözümde büyüyor,
İçimdeki Cüceler
Ben daha çok küçüğüm,
Hala üç tekerli sevdalarım,
Hala mızıkçılığına küslüğüm,
Sen içimde büyüyorsun,
Feryat figan yankılanır da tüm kâinat,
İnsan, insan ola, buğuz eder cümle mahlukat,
Lisanı budur, âhı gökleri delen kalplerin,
İlelebet ola değil, devranı bulur hakikat.
Sûr’da sırrı saklanır, cennet kokar semâvât,
İyi misin?
Aslında unutmuyorum hiçbir şeyi.
Kendimi bildim bileli her şeyi hatırlıyorum,
On dört bilemedin on beş yaşından beri.
Sadece yakın olanlar daha berrak, daha gerçek.
İlk defa uyuyorum bu koltuğun üstünde,
Hayatın bir yerinde karışmış gölgeler,
Aklımda, söyleyemediğim pervasız kelimeler,
Üstümde; kırışmaya alışmış elbiseler.
Kuyunun dibindeyim, ışığın başında bir deli,
Sıcağıyla hissetmiyorsun, kalbindeyim.
Anlatamıyorum, yok bunun bir dili,
Yazılanı bilmiyorsun, kaderindeyim.
Lunapark
Ne zaman bir yaz yağmuru yağsa çocuklar gibi sevinirim,
Annemin poğaçaları gibi kokar yağmur yemiş toprak,
Aşk, gökyüzünde yedi renk,
Ne güzeldi sekizincisine sarılmak.
Tozlu raflarında anılar sakladığım kitaplığım var,
umudu özlediğimde tozlarına dokunuyorum,
her mevsim yağan tuzlu yağmurlarım var,
içimden güneye gidenlerin seslerini duyuyorum,
Yalnızlığım kadar uzundu kaldırımlar,
Issız sokakta ayın karanlık gölgesi,
Düşününce, üstüme yürür duvarlar,
Zulümdür, sensizliğin ertesi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!