Bir taş durur sessizce,
Zamanın avlusunda — işlenmemiş, çıplak.
Usta bir fısıltı bırakır yankıya:
“Taşı yontmak, kendini tanımaktır.”
Bir çekiç iner — ama bu bir darbe değil,
Bir farkındalıktır.
Her vuruşta bir yanılgı eksilir,
Her kıvılcımda bir hakikat parlar.
Doğuya döner çırak,
Güneşin gözünü arar karanlığın içinde.
Çünkü aydınlık, dışarıdan değil —
İçeriden doğar.
İki sütun yükselir,
Denge ile bilgelik,
Evrenin gizli kapısı gibi.
Kapı açıktır,
Ama sadece gören girer.
Bir göz vardır kubbenin tepesinde,
Ne uyur ne yanar — sadece bilir.
O göz, insandır aslında;
Kendini yukarıdan izleyen,
Kendi merkezine yönelen.
Bir üçgen yanar havada,
Ortasında altın bir kıvılcım —
Logos’un kalbi,
Sözün sırrı.
Ve Usta fısıldar son kez:
“Tapınak taşla değil,
insanla yapılır.”
O an, çırağın alnında ışık yanar.
Artık bilir:
Evrenin planı çizilmiş değil,
İnsan onu her düşüncesiyle yeniden çizer.
Sinan Bayram
Sinan BayramKayıt Tarihi : 4.11.2025 15:32:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!