Ne bilir
Varımız bir damla su kılındık aynı maya
Topraktan yaratıldın taşlar seni ne bilir
Gözleri parlayan, bir gönül için
Methiyeler dizsem, ne güzel olur
Kalbimi harlayan, bir gönül için
Şiirleri yazsam, ne güzel olur
Nerden bileyim
Meğer ki bürünmüş, ayı postuna
Yolları bozukmuş, nerden bileyim
Yemez yedirirmiş, payı dostuna
Malları harammış, nerden bileyim
Bugün mecnunum yine, yürek sesim duyulur
Bendimi yıkmak üzre, ha coştum ha coşacam
Kulak verde bir dinle, bak nefesim duyulur
İçerim kıpır kıpır, ha koştum ha koşacam
Bülbülden avaz aldım, gül içinde yardayım
N'oldu Bozulduk
Biz böyle değildik, n'oldu değiştik
Silikonu yedik, dudak bozuldu
İçerden dışarı, boyun eğiştik
G'özlerin baktığı odak bozuldu
Öğretmen
Ülkenin bekasıdır, gelecekte bir nesil
Kalem ile yazanı, verdik öğretmenlere
İlim irfanla dolu, o toplumda mümessil
Kırk lokmada tükettim, gündüz ile geceyi
Ayların omuzunda, ağırlaşmış yıl gittim
Parmaklar sayısınca, dilimdeki heceyi
Gömdüm mide içine, iki arşın yol gittim
Takıldım kalakaldım, firavunun çağında
Dağarcığı unuttum, yüksek Ağrı dağında
Ondan ötürü
Şeytani duyguya, yüzümüz askın
Töreye bağlıyız, olmayız baskın
Sesimiz kısık sa, imandan suskun
Edebim el vermez, ondan ötürü
Dualarım sizinle, verdiğim her nefeste
Atatürk sevdasını, doldurdum bu kafeste
Nutuk okunuyorken, kaldım o güzel seste
Koskocaman dağ gitti, günlerden on Kasım'dır
Gönlümüzde sağ gitti, ülkemde son yasımdır
Hatalarım özümle, kürrece kaybolurken
Kusursuz yaratıldım, yazar kelam içinde
Alem benim içimde, zerrece kaybolurken
Ben ki küçük damlayım, koca alem içinde
İki kirpik arası, bir anlık gelen konuk
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!