Anlatsam boncuk boncuk dizilir.
Tüm çektiklerim
Zulam da gözyaşlarım
Gülemem tebessümdür benimkisi
Yalansız çıkarsız tanı sevgimi
Sevdalar Diyarında büyüdüm
Amed gecelerinin sesizliği
Deli eder adamı
Gri bir hüzün dolanır
Dört yanımda
Güz soğukluğu bedenimi kaplamış
Yoldaşımdır yalnızlıklar
Kırılmaz sazın,
Telleri mermi.
Vuruşu mavzer,
Mor dağlara aşkı
Kırılmaz sazın.
'Alıp başını' gitsende,
İkinci Dünya savaşında ABD'nin HİROŞİMA ve NAGAZAKİ'ye atom bombası atması sonucu milyonlarca insan katledildi. Aradan uzun yıllar geçmesine rağmen halen bombaların atıldığı yerlerde ot bile yeşermiyor. O bombaların etksi altında kalan bölgelerde milyonlarca insan kanser hastalığına yakalandı; milyonlarcası sakat kaldı. Dünya tarihinde insanlık adına kara bir leke olarak yazıldı. Savaşın ürkütücülüğü tüm insanlığı tehdit etti. HİROŞİMA ve NAGAZAKİ'ye bomba atan pilotlar her gece rüyalarında o anı kabus olarak gördüler. Ölene dek te bunun vicdan azabı ile yaşadılar.
Bu insanlık dışı katliam unutulacak cinsten değildi. Aradan yıllar geçti ve bu insalık dışı vahşet bu kez Irak Diktatörü Sadam Hüseyin tarafında Halepçe'de (1988) tekrarlandı. Halepçe katliamı, insanlık tarihine kara bir sayfası, bir katliam, gözdağı vermenin bir yolu, bir halkı sindirme ve yok etme politikası, Soykırımın ta kendisi olarak geçti ve onca yılın ardından hala unutulmadı...
Katliamının sorumlularını tarih yargıladı; hiç kimse bunların bu dünyada hesap vereceklerine inanmıyordu. Herkes kurbanların hakkının ahirette alınması için dua ederken, kaderin cilvesine bakın ki, Saddam ve diğer suçluların bir kısmı yargılandı ve idam edildi. Onları yargılayan hakimin Halepçe’li bir Kürt olması kaderin bir başka cilvesidir. Suçluların diğer bir kısmı ise Irak’ın bu sürecinde bunun cezasını hayatları ile ödediler. 16 Mart 1988'de 5 bin Kürdün yaşamını yitirmesine, 12 bininin sakat kalmasına neden olan saldırıların etkileri hala devam ederken, 150 bin Kürt vatandaşı da yerlerinden Türkiye ve İrana göç etmek zorunda bırakılmışlardır. Bu göçler sırasında onbinlercesi hastalık ve açlıktan dolayı yaşamını yitirmişti. Çağımızın en yakın soykırımı ve katliamını bir nebze de olsa paylaşmak, insanların bu olaya sessiz kalmamalarını sağlamak ve bu katliamın faillerini kınamak, yeni Halepçe’lerin hiçbir millet açısından yaşanmaması açısından, herkesin Halepçe katliamını iyi ve doğru anlaması gerekir.kürtler tarih boyunca çok katliamlar yaşadı.şeyh said direnişi.Ağrı.Zilan.Dersim katilamların halepçeden geri kalır yanları yoktur.bu topraklara zülüm ekildi.acılar biçildi.Zilanda ve Munzurda su yerine günlerce kan aktı.
Dicle hırçın
Dicle kanlı akıyor
Ve yamacında nice yiğitler yatıyor.
Yıkılası mardin kapı yüreğimi dağlıyor
Bak burada abideleşmiş nice yiğit yatıyor.
Dicle deli Dicle de sel kan akıyor.
Karanlık haindir
Sokulur sessizce
Karanlık pusudur
Bitmez zifiri katran gecelerde
İhanet karadır
İhanet hançerdir
Bu dağlar mor dağlar
Bu dağlar kızıl dağlar
Bu dağlar karlı dağlar
Bu dağlar zor dağlar
Bu dağlar bizim dağlar
Bu dağlarda doğduk
Sensiz karanlık gecelerde
Ayrılığın hüznü düşer yüreğime
Kabuk tutan yaralarım yeniden kanar
Tuz bassamda fayda etmez
Fittil tutmaz durmadan kanar
Aşkın sevgin buysa eğer
Yüreğimin Yarısı
Gözlerini çevirme gözlerimden,
yüreğimin yarısını sana bıraktım.
Karagözlerin yaşarmasın,
”Başın öne eğilmesin”
Evet gitmek zorundayım:
Toy bir sevdadır benimkisi
Geceleri uyku tutmaz gözlerimi
Şehir ölüm uykusuna çekildiğinde
Barışık yaşadığım yüreğimle
Kavgaya tutuşurum
Sensiz ve yurtsuz yaşadığımdandır bilesin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!