Pencereyi açarsam kuşlar girer…
Unufak olmuş aşkımızı yerler.
Bağcıksız pabuç giymişseler…
Senden haber de getiremezler.
Ve fakat aciz kalmışım.
Karşında ezilip ufalmışım.
Seni gözümde kocaman yapmışım.
Dilinde biten masala inanmışım.
Ağzından çıkan yalana kanmışım.
Ve fakat yüreğinde kara saplanmışım.
Söz vermek, bir komiğin şakasına benzemez.
Yaşamak kadar kutsal değilse sözün, gölgen gülümsemez.
Dilin kemiksiz sanıyorsan, ruhun seni önemsemez.
İsmin ne olursa olsun, sözünü unutuyorsan yoksun.
Sözünü aşkın kadar asil bilmiyorsan, yüzün aydınlanmaz.
İçimde bir kalem, senin kitabını yazıyor.
Dilimde bir çığlık, senin şarkını söylüyor.
Yüreğimde bir boşluk, durmaksızın seni arıyor.
Dudaklarımda bir efkâr, senin ismini anıyor.
Ve sen, uzaktan bakıyorsun bana öylece…
Sevgili Kar,
Hâlâ yağıyorsun!
Ben senin gökyüzünden süzülerek ellerime akmanı, binlerce kez yaşadım.
Sen bana doğru hızla gelirken, yeryüzünde bir insanın yaşayabileceği bütün duyguları içimde hissettim.
Kızgın oldum...
Mutlu oldum...
Bırakıp gitti hepsi…
Hepsi bırakıp gittiler!
Hepimiz tek başınayız artık!
Bir film seyreder gibi sessiz…
Hepimiz, tek başınayız artık!
Bütün gürültüleri kendimiz çıkarmak zorundayız…
Uzun bir yol görünüyor bana…
Yaşamla ölüm arasında.
Sensiz mesafe bilmez yüreğim…
Nasıl tükenecek söyle bileyim.
Gitmek, yok etmez bende seni…
Yenilmek istiyorum.
Kazanmak güçlü olmaksa,
Ben, yenilen olmak istiyorum.
En son kez terk edilmek,
Son kez kaybetmek istiyorum.
Bir finalse yenilmek,
Gidişin;
Ağzımda bir acılık yarattı…
Kollarım, kocaman bir boşlukla tanıştı…
Gözlerim, anlamsız bakışlara karıştı…
Yanaklarım, süzülen yaşlarla barıştı…
Omuzum, ağır yüklere alıştı…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!