Ellerimin olmadığını bugün fark ettim.
Ellerim senmişsin benim!
Dokunamıyorum. Nasıl acı verir dokunamamak sen bilmezsin!
Ben öğrendim.
Ve artık dokunamadan yaşamak zorunda olduğum ömrüm var benim.
Böyle yaşamanın ne demek olduğunu sen bilmezsin!
En sefil zamanında gecenin…
Gün ışır!
Solacak dediğinde tüm çiçekler…
Gök ağlar!
Bittiğine inandığında yaşamın…
Aşk yetişir!
Eski bir dost diye başlayan, hiçbir cümlenin...
iyi haber getirmesi olası değil.
İhanet kokar öyle başlayan cümlelerin hepsi…
Başka türlüsü olası değil.
Merhaba güzelim…
Kahverengi gözlerin çatal çatal olduğunda içim ürperiyor.
Dosdoğru korkuyorum senden.
Az sonra söyleyeceklerin, hayra alamet olmayacak biliyorum.
Ben bu bakışları artık çok iyi tanıyorum.
Kahverengi gözlerin çatal çatal olduğunda, bir yılanın sessizce odanın içerisinde dolaştığını sanıyorum.
Zehri alınmamış, öldürücü bir yılanın.
Bilmek istemediklerin var, biliyorum.
Öğreneceksin!
Bilmeni istediklerim var, biliyorsun.
Acele etme!
Bir gün, karanlık gelirse, sabah aydınlığı sana.
İçin, ışıl ışıl uyanamazsan sabaha…
Bir gün, yataktan kalkar kalkmaz, ölüm düşerse aklına…
Ve o kadar da korkutucu gelmezse bu fikir sana…
Bil ki, yanında değilim asla!
Dudakların sadece nefes almaya yarıyorsa, onları yok say.
Dudaklarımın kanamadığı her güne bir çeltik atıyorum.
Vücudumu çeltiklerle doldurmaya takatim yetmez.
Gitme ki, gidişin…
Gün saydırmasın bana!
Bir başına gölgenin
Girmek imkansız koynuna
İnsanın içinin burkulması ne demek?
Çok kahrolmadan önceki hal olsa gerek!
İnsanlık, yaşanan bunca acı karşısında sadece burkulabiliyorsa…
İnsanlığını çok zaman önce kaybetmiş olsa gerek!
Filistin’de insanlık, insanlık olmaktan çıkmış…
Lübnan’da kardeşlik, çoktan zelil olup gitmiş.
Son güvercinde uçunca gel.
Son tren, son seferine varınca…
Son nefes gırtlağımı tıkayınca…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!