bir kitap ayracıydım senin hayatında —
sayfa 37’de unuttuğun,
yarısı çay lekesi, yarısı dua.
beni en çok da unutuluşun biçimi yordu:
adını andıkça eksildim,
bir divit ucu gibi —
eprimiş aşkın hüsn-i hat kısmında kırıldım.
yalnızlık çoktan teşrif etti,
bir matbu belgeyle geldi
"bütün kalplere hükmen ayrılık düşürülmüştür"
diyor, mühürlü bir suskunlukla.
ve ben bir tercüman arıyorum
gözlerinin sustuğu dili çözebilmek için.
ayna bana seni göstermiyor artık
kendime bile benzemediğimden belki
ve seninle konuşamadığım o son cümle
hâlâ dudağımda:
“kal, ama susarak…”
biraz tarçın, biraz seher,
biraz da inkılap kokuyordun —
kendi devrimini yapan bir şiir gibiydin
ama içinde bana yer olmayan bir mısraydın
ve ben seni, bir beyit gibi eksik ezberledim.
şimdi
sözlüklerden silinmiş anlamlar gibiyim:
bir anlam kazanmak için
senin cümlene girmem gerek.
ama sen
beni çoktan virgül niyetine bırakmıştın araya.
geçen gün bir sokak lâmbası
gölgemi yere düştü sandı
ben de kalkıp kendime baktım:
hala senin olmadığın gibiydim.
mahcubum mahbubum,
bu yalnızlık bir müstemleke gibi
içimde devlet kuruyor
ve her gece
yeni bir sancak dikiyor uykusuzluğuma.
beni
hiçbir kasideyle anlatamaz artık şairler
çünkü sen,
benim son veznimdin.
Kayıt Tarihi : 4.6.2025 23:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!