İntizar Şiiri - Oğuz Toy

Oğuz Toy
47

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

İntizar

Günbegün değişiyor insan
Hissediyorum
Daha geçen Lokmayı gözüyle arzuladığı için sinir olduğum çocuğa
Bugün bir daha istediği için
Lokmaya nefretle bakıyorum
Arzuladığım lokma iğrenç kıskanç suretiyle keskin bakışlarım izliyor çaresizce

Kan grubuna kaimdim
Adından bile evvel

Kızdırdım tanrılaştırılanı
Hakir görmesini hakir gördüm
Beni nasıl boğma isteği gözlerinde yatıyordu
Bunu derken dili Allah’ı değil
Kendisine uydurduğu uydurulan tanrısındaydı
Aynalarla yüzleşse kusacaktı gölgesi arkasında bulunduğu için
Kaçamazdı zaten ne zaman önüne geçebilmeyi başarsaydı da

Zor olan mutabık kalınan mıydı
Yorgunluğu tehreylenmiş saçlara inemezdi kar
Zihinleri hapsederdi alacakaranlığın zıttıyla
İsmi cismi belirgin olmasına karşın
Yağmurlar süzülürdü boşluğunda münferitçe
Bir sabah uyanmayıvermek yerine
Uyanmayı seçti gözlerine
Sıradan gözler değildi
Estetik olan hiç değil
Zaten hayat estetiğe gidecekse
İstemezdim siyah gözlerinle gitmeyi diyarlarca
Benim görüşümle sevişim aynı olamazdı

Senin bilmeyişin elektrik kutularında adını gördürürdü bana
Köşede kirli pis bulanık muğlak kutular
Yanında küfredilmiş insanlara yalan söylenmiş
Hem de hüznü yok belirtilmemiş kendilerince
Kara kara pantolonlar devrilirdi
Kuşlar sürüklenirdi ayrılığa
Sahip olunamazken tenhalığına
Düşleşirdik düşlerimde

Sonra bir gün oldu
Unutulduğumu farkettim
Ertesi gün unutmuştum bile
Geceleri düşlerin intiharları düşündürtmüyordu kursakta kalan
İlacı bırakalı eczacı iyi davranıyordu bana
Alkolü bırakan aile fertlerimde çabadaydı
Sigarayı bırakan esnafa kolay geliyordu dileklerim neticesinde
Ama gün doğmuyordu insanlarda
Yağmur alçakta yağıyor şemsiyeler işlevini yitiriyordu

Değince damlalarım yer yüzünde
Aşk kurşunlanıp yer yüzünde
Notlarım kitaplara katkılanırdı yer yüzünde
Bazen bazen dedirtilmesine karşıca tavır alınırdı
Üçüncü şahıs hiç sevmezdi aşkını
Abim kızardı yaptığım fedakarlıklara yol boyunca
Yolum değildi aslında elma kendi kendine kızardı

Bunu bilenler hep yazardı
Yazılınca yollar pas kazardı
Ama sonraları Süleyman Efendi'ye ilgiler azaldı
Bilmedim ne olduğunu efendiye
İyi gitti dediler karısı boşluğunu tamamladı
Karısı için mi iyi oldu gitmesi dediğimde ise
Toplumda normsal hareketler kimliğime azardı
Ama benim içselleşişim yine mahzardı
Süleyman Efendi'yi yol bilirdim tanımaya
Senden tek beklediğim ise
Bana bırakakaldığın intizardı

Sen kan grubunu ezberlediğim kadın
İsmini öğrenmeme vesile ol ki
Kanım hakkındaki güzeller olsun şiirler yazayım ismine
Kanım pak olsun tıkanmasın damarlarım aşkına
Kanıyım sizi buluşturan hülyalara

Ben süregelen insan figürü olarak yaşadım yeterince
Şimdileri ise dinleniyorum derin bi deniz tarafından
Rahat tabureler eşlik ediyor ve dinleniyorum
Sendeliyorum çakıllarla birlikte
Ama ben
Sana varılmadıkça denizlerimle
Yaprak süzülmedikçe boynunuza efendim
Goncalar alışamadıkça topraklarıyla
Sizleri sendeliyorum
Aklımca sen deliyorum fikirlerimi
Eşiyorum senle fikriyatımı
Eşeleniyorum sahillere
Deniz bana bakıyor
Sen beni görüyorsun denizde
Yağmurum olup buluşuyoruz
Bir de zalim bulut olmasa
Kıskanılacak bir sevda yok bünyemizde

Bir ağırlık bir çöküntü
Hezeyanlarım oluyor kırlangıçlar
Uzak ülkeler dibimde sen nerdesin
Gözlerin mübrez yakamoz aydınlığınla
Geceleri banklara nüfuz edip dalını kıranları teskin ediyorum

Çünkü pişmanlık zor ahiretliğim
Kıranı kıran makbul değildir
Kıran kırana geçer bu kalp yıkılışı mevzuatları
Sürdürülebilir etkilerini gözlüyorum
İnsanlar benimle yol bulsunlar dünyada
Niyetim anlaşılırsa bulutlara kadar
Ahiretliğim ben bu bilinedursun

Göz yaşlarım denizlerden geri toplanadursun
Akayım sirayet edeyim sokak kedilerine
Üşüteyim ki gençlik pınarları aksasın
Divane olayım derdimle aksettirilsin aynalar
Sen yine sende kal

Ve solmak bir papatyanın gülüşlerinin yalancılığını anlarken
Bana bilmediğin yalanlar anlatılsın
Kasırgalar kopsun şakaklarımın arasında
Yine sen sarsılma diye uyuyayım geceleri
Biliyorum korkuyorsun geceleri benden
Korkma ki mehtabın ziyası
Nur olarak atfettirilsin derelerime
Ve taşayım sokaklara
Bil ki ahenk vakti gelince çiçeğe
Sapsın bana bakışların
Sana kurban olsun aynalar
Sürülsün trenlere koşayım ayrılıkları
Birliktelik sirenlere kadar değil mi

Bana kahredilsin ölen karıncalar yüzünden
Kalın paltolarda bunaltılsın ruhum
Denensin binbir cinayet hakkımda
Tenimi mesken kıldığım yaprakların
Sonbaharımda birleşsin teker teker
Açma yemyeşil öyle değmesin gözlerim
Nazarımdan sürüklenseydi hayra yorardım kuşları
Ve ben sana
Yahut senle bana
Bir şeyler yazılmalı edebiyat tarihçisi tarafından
Saçma konulara takılmalılar ki
Kıskançlığım onlara seyir etmesin

Yüzünde bir bukle
Gözlerin felaketim olamaz artık
Ben yaşamak zorunda olan adam
Sen demir atmış gemi
Yolcular telaşlı
Bilenen bıçaklar doğransın
Bilinen kalpler hemhal olsun

Ve bir öpücük gelirse gurbetlerinden
Dalgalar ki oluşan yağmurlarımda
Dalgalar ki yaşayan beni
Taşısınlar öpücüklerini alemlerime
Buyursunlar ki yakınıma
Bende atayım artık demir meçhule

Martılar aç aç dolaşsın gönlümde
İçimi kemirsin hırıltılı düşler
Acılarım biriksin hezeyanlar mahvımı tetiklesin
Bu zihnimde olsun tek bulunan tetik sesin

Sürüleyim yeni ülkelere beni gamlar bulsun
Sonum mutlak olmasın iyi
Bana gamzelikler sunulsun
Buz kessin ayrılık
Ve beni götür kalbinden uzak düşüncelerine
İçinle var olayım
Beni yahudilerden say martıların hırçınlığıyla
Koynuna üfürülsün bahar serinliği
Olsun nasip
Kısmet olsun
Bana seni şereflendirsin ufuk
Erişilmesin ama aklımda bulunsun
Sana altın tepsilerde günahlar sunulsun
Anlayanlarda bulunsun gülüşlerin
Sen artık kalbin mahvını o tepside toplamakla sorumlusun

Oğuz Toy
Kayıt Tarihi : 30.11.2023 09:31:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!