Bir düş gibi ellerim soğuyor düşüncelere
Kayıyor yitiyorum yaslanırken kirpiklerime yağmur
Yaralı bedenimi kayalıklara çekip savaşıyorum
Vuruluyorum, ısırık kanamalarımda demleniyor dalgaların tuzu
Pervane titrekliğine öykünüyor gözbebeklerim
Kurşun eylemsizliğini parçalıyor ruhumun
Acıklı bir ölüm sahnesi ağır çekim: “taş, su damlası, saçlarım”
Açık yaradan koyu ve soğuk bir kırmızı kıvrılıyor
Göç katarı geçiyor, bir yakamozu seçiyor miyop gözlerim
Sert desibel seslerin yankısı yabancı fısıldıyor ismimi
Ney sesi duyuyorum inceden bir şiir okuyorum
Esmer tenli çocukların da sevdiği
“ölüm korkutamadığında seni en kutsal silahlarını boşaltıyor kader,
emekleyerek çıkıyorum o yere,
tüm uzuvlarımı bırakıyorum birer birer,
zaman kazanıyorum sağlam çıkıyorum,
ben atlıyorum ölüme”
Kayıt Tarihi : 28.10.2005 14:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!