Şeriat kapısından girdim içeri,
On makamda öğrendim eğri, doğruyu
Tarikat yolunda yürüdüm, durdum,
On makamda ben Hakk’a ulaştım.
Marifet deryasında daldım derine,
On makamda erdim sırrın özüne.
Hakikat nuruyla yandı bu gönül,
On makamda vardım Hak’ta birliğe.
Dört kapı kırk makam, bir yolculuktur,
İnsandan Hakk’a sonsuz koşudur.
Her makamda ayrı ders, ayrı öğreti,
İnsanı kâmil yolunda ilerler kişi.
Bu yolda yürüyen, Hakk'la hep dolar,
Gönül gözle Hakk'a temaşa kılar.
Dört kapı kırk makam, bir engin derya,
İçinde kaybolanlar, ulaşır Hakk’a
Yandı bu gönül, pişti özümde,
Fenafillah’a erdim ben bir söz ile.
Vahdet deryasında kaybolduğumda,
Hakk'ın cemalini gördüm ben her canlıda.
Kırk makam tamam oldu, erdim ben Hakk'a,
Nefsimi terk ettim, döndüm ben Hak'ka.
Aşkın kırk makamı, sırlı bir yoldur,
İnsanın Hakk ile bir olduğudur.
Kayıt Tarihi : 21.4.2025 17:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiir, tasavvuf yolculuğunun temelini oluşturan Dört Kapı Kırk Makam öğretisini derin ve lirik bir şekilde anlatıyor. Şair, bu manevi seyrü seferin aşamalarını kendi deneyimi üzerinden aktararak, Hakk'a ulaşma sürecini gözler önüne seriyor. Şeriat kapısından içeri girilmesiyle başlayan bu yolculuk, on makamda doğru ile eğrinin öğrenildiği bir disiplin ve arınma sürecini ifade ediyor. Tarikat yolunda yürüyüp durmak, sabırla ve sebatla ilerlenen manevi eğitimi simgeliyor ve bu on makamda Hakk'a ulaşıldığı belirtiliyor. Marifet deryasına derinlemesine dalmak, ilahi sırların özüne inildiği, bilginin ötesinde doğrudan idrakin yaşandığı bir aşamayı temsil ediyor. Bu on makamda gönlün hakikat nuruyla yanması, aydınlanmayı ve nihayetinde Hak'ta birliğe (vahdet) varılması anlatılıyor. Dört kapı ve kırk makamın, insandan Hakk'a uzanan sonsuz bir koşu olduğu vurgulanıyor. Her bir makamın ayrı bir ders ve öğreti sunduğu, bu sayede kişinin kâmil insan olma yolunda ilerlediği belirtiliyor. Bu yolda yürüyenin sürekli Hakk'la dolduğu, gönül gözüyle Hakk'ı temaşa ettiği ifade ediliyor. Dört kapı kırk makamın engin bir derya olduğu ve içinde kaybolanların aslında Hakk'a ulaştığı paradoksal bir şekilde dile getiriliyor. Bu, benliğin yok oluşunda Hakk'ın varlığının tecelli etmesi anlamına geliyor. Şairin gönlünün yandığı, özünün piştiği ve tek bir sözle Fenafillah'a (Allah'ta yok olma) erdiği belirtiliyor. Vahdet deryasında kaybolduğunda ise Hakk'ın cemalini her canlıda gördüğü ifade edilerek, varlığın birliği (vahdet-i vücut) anlayışı dile getiriliyor. Sonuç olarak, kırk makamın tamamlandığı, nefsini terk ederek Hakk'a dönüldüğü ve aşkın kırk makamının sırlı bir yol olduğu vurgulanıyor. Bu yolun nihai amacının insanın Hakk ile bir olması olduğu ifade edilerek, tasavvufun temel gayesi olan ilahi birliğe ulaşma teması güçlü bir şekilde işleniyor. Şiir, manevi yolculuğun zorlu ama nihai hedefi ilahi vuslat olan derinliğini etkileyici bir şekilde anlatıyor.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!