İnsan Ve Kul Şiiri - İdris Çetin

İdris Çetin
283

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

İnsan Ve Kul

Boy boy dizilmiş, beton dolu binalar,
Ortasına çizilmiş ahlâksız resimli donlar.
Baş yok, ayak yok, orta nerede;
Bir adım attı mı, rastlarsın böyle derde.

Gizli ruh deryasından bu mu eser,
Bırakıp giderim, kör bıçaklar beni keser.
Hayal kurup, asırlar ötesi derim,
Gezer ruhum, ucun ucun eskisinden beter.

Tohum cılız, meyveden ne eser,
Başak yanmış, külleri ise kapkara.
Sap dimdik, yapraklar ise beter,
Gelecekte meyve değil, tozundan bihaber.

Fırtınalı günün endişesi kabarırken,
Sıcak günün erzakını hunharca yakarken,
Ağıt, yas, sitem ve uzun sessizlik;
Ateşi söndürüyordu, ölümden korkarken.

İnsan tapmış, dünyanın köhne malına,
Uyumuş, uyutulmuş sebepsiz yolu saptırılmış,
Münafıklar kervanına, pervasızca katılmış,
Çöl çöl gezer, lakin serap bulurcasına…

Bu edepsiz dünyanın peşinden koşarak,
Düşüncesiz kafa! Hâlâ batıl mı diyorsun?
Zalimlerin karşısında; el pençe divan durarak,
Rabbinden başkasına eğilmek mi istiyorsun?

Hürriyeti eline alan hakkın askeri,
Oldu mu dünyada koymaz tek serseri.
Kul olarak, Allah’ı dâima birleyeni,
Kuşatacaktır, Onun büyük adaleti.

İlk görevi olmalı, hakiki Müslüman’ın,
Cihat; ilim ve irfanla yoğrulduğu zaman,
Kibir, kin ve ahlâksızlığın meydanlardan,
Kaçmış olduğunu göreceksin işte o an.

Kan, cerahat, irin; çirkin piyasada,
İnsanları somuran somurtkan kasada.
Akılları koşuyor, koştukça cansız peşinde,
Nefis ve insanlar ilahlaştırılıyor bu kasada.

Nankör insan, iyilikbilmez misin sen?
Akıl, zihin ve kalp denen organ,
İnatçılıktan vazgeç, az da olsa yumuşa,
Biraz da akılsız aklın, peşinden koşa.

Kan kalmamış, hareket tam sıfır.
Organlar hareketsiz, akıl tüm cansız.
Dişler çürük, mide mundar etle fersiz,
Çalışıyor ama kime çalıştığından habersiz.

Hayvan susar, hiç değilse olmaz dinsiz,
Doğru bildiği yoldan gidiyor kinsiz.
Aşağıların aşağısını biliyor olmalı ki,
Rabbinin emrinden hiç çıkmıyor bil ki.

Dünyada; ben de Müslüman’ım diyebilmek,
Ne kadar da zorlaştı, bulutların üstünde.
Peygamberi sevebilmek, ne de dışlandı,
Çağdaş dünyanın çağdaş göbeğinde!

Evet, zafer Allah’a inananındır, yakın ya da uzak,
İslam’a zarar verememiştir, adına kurulan her tuzak.
Yıllar, yüz yıllar geçse de Allah’ın sünneti değişmez,
Doğru birdir, her asırda birliğini yitirmez.

Meyve vermez bu ağaç, zihinde yok çekirdek,
Kökleri kırılmış; ficarlar karınca karınca,
Yaprakları dökülüyor, su bir an varmayınca,
Dalları, davul gibi ses çıkarıyor kuruyunca.

Doğacaktır o günler, güneşle ayla,
Kurtulacak zalimlerden dağ, taş, ova, yayla…
Allah: “Ol dedi mi” her şey olur anında,
O zaman yaşamın tadı kalır dimağımızda.

Kar, dolu, yağmur sonra da taş yağar,
İnsan için; yeni bir hayat, yeni bir vücut,
Kaçışır insanlar birbirlerinden, ruh döner,
İman ve amelsiz kalp nuru çaresizce söner.

Az ya da çok, yolculuk bitti işte bitti,
Bir ömür saniyelik derken gitti.
Mükâfat ve ceza için kurulur mizan,
Ağır ya da hafif gelme korkusu amelde.

Açılır önüne, amel defterinin sahifesi,
Amelini tam tartar, mizan terazisi.
Yakar beyni, bu dünyanın sorumsuz yaşantısı,
Delik deşik eder, demirin eti kaşıntısı.

Dönüş Rabbimize bunu asla unutamayız,
Dünyada Allah’tan başkasına tapmayız.
Meyvesiz ağaç zamanla uçar beynimizden,
Azıcık amelimiz varsa, gider elimizden.

Nefsimizin tuzaklarından kaçınalım,
Küfürsüz bir dünyaya saçılalım.
Peygamberimizin sünnetine uyarak,
Allah’ın ipine sımsıkı sarılalım…

Allah aşkıyla kalbimizi doldurmalıyız,
Ahiret için, azığımızı iyi toplamalıyız.
Birbirimizi severek, kardeş olmalıyız,
Sevgi tohumlarını her yere saçmalıyız.

Allah’ım! Hata etmişsek affet bizi,
Utandırma iki dünyada da bizi.
Bütün yönüyle sana açtık kalbimizi,
İki dünyada da kazananlarda eyle bizi.

1990 / Konya

İdris Çetin
Kayıt Tarihi : 6.12.2009 00:01:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İdris Çetin