Yine ikimiz, koyuyoruz ellerimizi ateşe,
sen nice zamandır yıllanmış gecenin şarabı aşkına,
ben ise sabahın hiç sıkılmamış pınarı uğruna.
Körük, güvendiğimiz ustasını beklemekte.
Keder yaydığında sıcaklığını, geliyor cam ustası.
-Hans Werner Henze'ye, Ariosi dönemi için -
Hiçbir şey gelmeyecek bundan böyle.
bir daha ilkbahar olmayacak.
Herkese kehanetidir bin yıllık takvimlerin.
Düş yürek zaman ağacından, düşün yapraklar
bir vakitler güneşin kucakladığı
donmuş dallardan
düşün apaçık gözlerden dökülen yaşlar gibi.
Gün boyu uçuşsa da saçlar rüzgârda
Elbet anlamı olabilirdi: geçip gitmekteyiz dünyadan,
Sormamışlar gelirken, çekilmeliyiz şimdi yavaştan.
Ama konuşmamıza karşın, birbirimizi anlamadan
ve karşımızdakinin ellerine bir an bile ulaşamadan,
Yıkım bu işte: Çıkamayacağız bu sınavdan.
Gecenin büyük kapısı önündeki kara beygirin nal sesleri arasında,
hâlâ titriyor yüreğim bir zamanlarki gibi ve uzatıyor eyeri uçarcasına,
Diomedes'in ödünç verdiği yular gibi, kıpkırmızı.
Güçlü rüzgâr öncülüğümü yapmakta
karanlık yollarda ikiye bölerek uyuyan
ağaçların kapkara örgüsünü,
uzundur gece,
uzundur, ölemeyen
adam için, uzun süre
yalpa vurur çıplak bakışları
sokak lambalarının altında,
içkili soluğuyla körleşen gözleri
Kar olarak asılıyorum dallardan
Vadinin baharına,
Soğuk bir kaynak olarak dolanıyorum rüzgârda,
Nemli düşüyorum çiçeklere,
Bir damla olarak,
Türeyenler gibi
Tanıdığım bir kimya öğretmenine benziyor, fotoğrafından.
Okumuş bir kadın.
Şairliği ile tanınmış şiirleriyle okunmuş.
Tanınmış ve okunmuş ne olmuş.
Lambayı açarsın oda aydınlanır ya
Bir yazarında yazılarını okur düşüncen açılır.
Ve düşüncen aydınlanır.
Yani bir bi ...