I
Bir tutam ışık huzmesiyle tutunmak
Bir kucak umutla sarılmaktı hayata o…
o hayat ki, kaybolmuş
Yoksa hayat mı bulmuştum içinde, anlayamadan
Sanki
Hazan mevsiminde hüzünlere rest çeker gibi
Kalburüstü haller
Süzgeçten süzülen sözler gibi
İz düşmeyen düşler
Düşsel heyecanlar
İçimde aşkın güneşi,
Güneşi yakar ateşi
Soyundum varlığımdan
Gel bakalım ikibinonüç, bildiğin gibi…
Anladım ki
Aşk gibi
Yorulmana izin vermeyen
Kıyısız bir denizmiş hayat
Kalınca yaşamın kıyısında apansız
Kalır gibi
Olsa ne çare dedi dizi dibinde
Uzun mesafeden kısa ayaklı kadehle
Sununca badeyi gönül dervişine
Muhabbeti bade,
Sürgün oldu
Kadeh mesafesine
Sevmek yeteneğimi geliştiriyor
Kendimi bilmek…
Fakat öyle zor ki incinmemek
/Hep kendi içine devrilendi her zaman ayakta görünen... /
Bakınca
Kaşının kırıldığı
O
Yok saydığı zamanın boşluğunda üşüdü yüreği
Çaresizliği öğrendi boşlukta çaresizlik bilmeyen eli
Bu biçim üşümeyle ölmeyen bedeninde
Çifte su verilmiş çelik gibi güçlendi yüreği
Bu mevsim başka türlü olurum onunla hep
Başka türlü eser kasımda rüzgâr
Başka türlü acıtır dalını
Düşerken yaprak
Haziranda başka
Eylülde başka
Üzgünüm...kırılganlıklarım ve ertelediklerim için
Yaşamıma istediğim yönde kürek çekemediğim için
Ruhumu yorgunluklarımla erteleyerek üzdüğüm için
Üzgünüm
Üzgünüm her şey için.....
tebrikler
beğeniyle okudum güzel şiirinizi, yüreğiniz daim olsun, sağlık ve esenlikler diliyorum, tam puan ant.
selamlarımla
Yüreğinize sağlık inci hanım .
Geceyi güzel yorumlamışsınız harika bir şiir teprikler