Ince sızım! Şiiri - Haydar Metin

Haydar Metin
129

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Ince sızım!

Ince Sızım,

Konya Ovasında gökyüzü, sanki uçsuz bucaksız!
Toprak, taa bin metre öteden
kendine gömülü yumurtayı görecek kadar düz ve bereketlidir.
Hele Baharın gelmeye görsün
Kadınlar, Tuman üstü Önlükleriyle,
komşu tarlalarda,
Çentelerinde azıklar,
Keçi boynuzlu bıçaklarla
Gün dönümüne dek
Yemlik,Cırtlık,Madımak toplamaya çıkarlar ..

Karasaban,
Pulluk,
Traktör
Ovanın karnını yardıkca
Yılan,
Fare,
Börtü böcekler, geç kalan bahara söver
ve Leylekler topuna meydan okur
Ayrık otlu Keseklerin üstüne
ince uzun bacaklarıyla bastıklarında..

Koca gövdeli, gözü gağasına yakın
Ali avazlı Semahın Sultanları,
ölüm bulutlarına aldırmadan, uçuup gider
Obalar üzerinden
Bıldırın dans edip Cem durduğu havzalara doğru!

Bozkırın, egri büğrü çatısız evlerini
Yazın kavurucu sıcağında,
Gedavet rüzgarları soğutur..
Yamacın kumlu yerlerinde
Şarap Üzümleri çoktaan yetmiş bile!
Bağ evleri huymalık gibi
dağıtmışlar ortalığı yine gece gece!
Saçayağı, Maşa,Tencere ve kalaysız kaplar,
kapı önüne rastgele atılmış,
Tavus babanın, Meram bağlarının birinde.

Gök,kendi içinde karardı!
Vuruyor kendine,
gürültülü Sarı zikzaklar,
uzaklarda bir yerlere
taa Sulakyurt´tun oralarında bir yere düşüyor!.
Kurumuş otlar yağmur öncesi
ince hortumlar içinde havada uçuşuyor!
Telaşa çorak dam üstlerinde,
oradan oraya koşuyor Kalekışla´da!
Tumanlı kadınlar serili Hedikleri,
Naylon ve kilimlerle örtmenin derdindeler.
Hava iyice karardı
Bulutlar nerdeyse Toprağa yapıştı
Gök delindi
Şimşek çaktı
Deli Hacca
kulağını kapatıp
yere çömelip üç defa üç saydı
Yıldırım, yüz metre ötede elli yıllık çınarı vurdu!
Korku dile geldi,
“Yarabbi, Bismillah, Bismillah! ”

Meram bağlarından yüklediği kokuları yüreğine serpip
Bozkırı aşıp giden Telli Turnalara,
Kalekısla´lı bir Gelinin yaralı yüreğiydi yalvaran,
“Aliyi seversen 3 kere dönde git“ dedi titreyen sesiyle!
Bahtı çile yumağına dolanan
kaderi, yazıda yabanda kaybolan o sevda
Avurdunu avcuna alıp Kerpiç Duvara yaslandı ..
Gözü Ovaya dalıp kaldı
Ince sızılı selamını,
kalın sesli kuşların kanadına dolayıp
bir türkü tutturdu inceden inceye
Dağların, dağların ardindaki hasretine!

'Allı Turnam bizim ele varırsan
Şeker söyle kaymak söyle bal söyle'

Haydar Metin

Haydar Metin
Kayıt Tarihi : 24.2.2017 01:12:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Meltem Ege
    Meltem Ege

    Konya Ovasında gökyüzü, uçsuz bucaksız gibi!
    Toprak, taa bin metre öteden
    kendine gömülü yumurtayı, görecek kadar düz ve bereketlidir.
    Bahar gelmeye görsün,
    Kadınlar, Tuman üstü Önlükleriyle
    Komşu tarlalara, Çentelerinde azıklarla
    Yemlik,
    Cırtlık,Madımak toplamaya çıkar gün dönümüne dek!
    Herk vakti,
    Pulluk,
    Karasaban,
    Traktörler Ovanın karnını yardıgında
    Yılanlar,
    Fareler, Börtü böcekler
    geç kalmış bahara söverken
    Leylekler, agır adımlarla meydan okur herkese
    Ayrık otlu Keseklere basarak..

    Koca gövdeli
    gözü gagasına yakın
    Ali avazlı Semahın Sultanları,
    üstündeki ölüm bulutlarına aldırmadan
    uçup gider Obalar üzerinden
    Bıldır dans edip Cem durdugu, havzalara dogru.

    Yazın kavurucu sıcagında,
    Bozkırın, egri bügrü çatısız evlerini
    Gedavet rüzgarı sogutsada
    Yamacın Şarap üzümleri, kumlu yerlerde, çoktaan yetmiş bile!
    Bag evleri huymalık gibi, dagıtmış birileri yine gece gece!
    Saçayagı,
    Maşa,
    Tencere ve kalaysız kaplar, kapı önüne rastgele atılmış,
    kullanılmaz haldeler şimdi.
    Tavus babanın, Meram baglarının birinde.

    Gök,içinde karardı!
    Vuruyor kendine,
    gürültülü Sarı zikzaklar, uzaklarda bir yerlere iniyor.

    Kurumuş otlar havada uçuşuyor
    yagmur öncesi ince hortumlar içinde.
    Telaşa çorak dam üstlerinde,
    oradan oraya koşuyor Kalekışla´da!
    Tumanlı kadınlar
    Serili Hedikleri, naylon,kilim ve çuvallarla örtmenin derdinde
    Yagmur öyle cöktü ki
    Sanki gök delindi!
    Ortalık gerildi!
    Şimsekler çaktı!
    hava karardı!
    Deli Hacca korkudan, gözünü kulagını kapattı!
    Yere çöktü hızlıca!
    “Yarabbi, Bismillah, Bismillah! ”

    Korkusu dile geldi, üç defa üç saydı!
    Yıldırım, elli senelik agaca vurdu!

    Meram baglarından, yükledigi kokuları yüregimize serpip
    Bozkır üzerinden, uzaklara giden Telli Turnalara
    Yüreginin yarasıydı yalvaran!
    “Aliyi seversen 3 kere dönde git“
    Duvara yaslandı avurdu avcunda.
    Bahtı çile yumagında hapis, eli kendine küs kadın
    şimdi vakitsiz semahlara aglıyor!
    Ince sızılı selamını,
    kalın sesli kuşların kanadına dolayıp
    sessizce bir türkü tutturdu
    Dagların,
    dagların ardindaki hasrete!

    'Allı Turnam bizim ele varırsan
    Şeker söyle kaymak söyle bal söyle'

    Cevap Yaz
  • Mahmut Mücahit Özdemir
    Mahmut Mücahit Özdemir

    Baba memleketim Ankara/ Gölbaşı olduğundan,yöre insanına haiz şive örf adet,yöreye özgü giysisinden,kullanılan eşya ve mekanlarına, ve yörenin o kendine özgü havasına kadar her yönüyle en küçük detayını bile büyük bir ustalıkla bana da o duyguları yaşatan,yöreyi anlatan bir belgesel film gibi gözümün önünde her bir sahnesini bana da canlandırttıran bu güzel yöre şiirinizi ve değerli şahsınızı yürekten kutluyorum..Müsadenizle ant listeme alıyorum...

    Cevap Yaz
  • Cevat Çeştepe
    Cevat Çeştepe

    Şaire özgü renklerle boyanmış., onlarca fotoğraf karesi fırlıyor şiirin dizelerinden....
    Kaleminize sağlık...

    Cevap Yaz
  • Yusuf Değirmenci
    Yusuf Değirmenci


    konya ovasında bir mevsimin ve insanların yaşantısı yağan yağmurlar esen rüzgarlar arasında kadınların yaşamının zorluğu ne güzel dile gelmiş kutlarım

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (4)

Haydar Metin