Bana onca şiiri yazdıran sendin inan ki;
Ulaşılmazlığıyla meçhule sürükleyen,
Aşkların varlığına inanmazdım halbuki.
Her şey mazide kaldı seninle değişen,
Aşksa felsefesi yapılacak kadar derin/
Mevzulardı umutsuz , kısa sürede biten!
Sevda ise : erişimi olanaksız sevginin,
değişken hali, karalar bağlamış hissedilen...
Çok mutluydum eskiden , güne seninle başlar;
Duygularımdan süzülen damıtılmış usare
biriken kovansız petekten sanki bal toplar
Gibi şiir yazardım kendimce nazlı yare...!
Kuşkusuz o sendin ,senden başkası değildi.
Gün olur soğuk rüzgar eser içe kapanan;
Yuvasız kuşlar gibi el etek çekilirdi,
Merak edilmezdi hiç ,ne arayan ne soran?
Ta ki özlem depreşir, dayanılmaz hal alır;
Sadece aşıkların hissettiği duygu ki
dertler başımı aşınca gönlümü sel alır;
Şiir olur, atiye yazılan destan sanki...!
Duygu yoğunluğu aranan düzeyde ise,
İmgelem ayarında söylenecek söz varsa?
Şiir olmaya hazır noktaya erişirse ve
sebep sonuç arası bağlar kurulmuşsa:
Hayat belirtisi var yaşıyor demektir keza
Şiir olabilmesi için bitmesi gerekir.
Ancak o zaman bütün ortaya çıkar belki
en son olup olmadığına karar verilir.
Yaralı gönül eğer onmaz ise yazılmaz.
Kuş uçmaz ,kervan geçmez vahasız ıssız çölde;
Yazsa bile aranan ruhu asla bulamaz,
Yapayalnız duyumsar kendini her dizede...
Her şey tamam olsa da bir şey eksik kalır hep:
O da "İçtenliktir "ki şiirin olmazsa olmazıdır.
İmgeden hayır gelmez, içtensizliktir tek sebep;
Zaten önce biri varsa diğeri de vardır...
Kayıt Tarihi : 23.10.2023 21:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!