Fırğatlar çoğalan, yürek yangını,
Konuşmaz susuyor, dil imdat diyor!
Çaresiz tabipler, derman katmanı,
İmkansız durumlar, hal imdat diyor.!
Güneş yükselmiyor, bulut ardından,
Boz dumanlar çıkar, böyle yangından,
Başta ağrılar, kaygılar sancıdan,
Yürünen yollarda, yol imdat diyor.!
Başımdan dökülen, bir kova geçim,
Ak güvercin uçmaz, ezeden yetim,
Herkesler soruyor, kaçtır kıymetim,
Karında sesler de, zil imdat diyor.!
Gönül tezgahında, dokunan aşk’lar,
Kurşun yemiş sevgi, yolda yavaşlar,
İnsanlık adına olan savaşlar,
Ölenler boşuna, sal imdat diyor.!
Nefretler çogalmış, yürekte acı,
Doktor ağlar, içte dalaşır sancı,
Kahraman yapılan, dili yalancı,
Bahçeler kurudu, gül imdat diyor.!
Kerem‘i bekleyen, Aslı’lar hanı,
Sükutlar altındı, doğruluk yanı,
Çağlayan sularda, kalmayan yolu,
Kudurur yağmurlar, sel imdat diyor.!
Gönül işlevin de, yalan ballanır,
İlime gitmiyor, yollar kararır,
Yaşam da tat almaz, bebek dillenir,
Miadı halından bil imdat diyor.!
13.08.25 / Saat 09,34
MİADI (Mehmet AY)
Kayıt Tarihi : 13.8.2025 11:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!