İlk nöbet kimin Şiiri - Yorumlar

Nilgün Aras
81

ŞİİR


29

TAKİPÇİ

kimseye küsemiyorsun
yazık
demek kimseyi sevemiyorsun
ah bir gücensen bana

ıslak dallar atalım ateş aldıkça
fukara sevdasıdır, değil midir, bizimki

Tamamını Oku
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 11.12.2006 - 16:44

    ''Serbest Çağrışımın'' sonu yoktur derler.
    Desinler..

    Örneğin serbest derken ser i farsçadan best i ingilizceden alırsak yer yerinden mi oynar..

    Ölüme bile ulaşamayacağımıza dair
    berbat bir his var içimde

    yani adam gibi ölemiyeceğiz be hüsrev dese sadri alışık bir filmde ve hüsrev filmde tarık olan sadriye yaw tarık şu zıkkımı adam gibi içmesini öğrenemedin be kardeşim dese peltekleşen diliyle serbest, sermest ve seri hoş bi vaziyet almaz mı seyrettiğimiz manzara..

    Bugün canım o kadar sıkıldı ki ...lar sonrasında aklınıza geleni söyleyebileceğiniz bir dost istemeniz vardır gözkapaklarınızı acıtırcasına birbirine bastırarak..

    Ciddileşiyorum.(aslında ciddiyim ama yine de yanlış anlaşılmak korkusu kapladı içimi)

    Aras şiirleri serbest çağrışımlara açık bir şiir..Ama bir o kadar da disiplinli..

    O'nun yukarılarda bir yerlerde yakaladığı özel bir ''gerçeklik'' dünyası var..

    Ne kadar yukarılarda..

    kararınca bir yukarılık bu..

    Ayağınızın yerden kesildiği bir gerçek..
    Ama düşerseniz hastanelik olmazsınız..





    Cevap Yaz
  • Siddrta
    Siddrta 11.12.2006 - 01:52

    iyi şiir mi?

    çok iyi, çok çok iyi bir ŞAİR!...

    kutlarım

    Cevap Yaz
  • Suleyman Kaya
    Suleyman Kaya 07.12.2006 - 22:54

    Sn; Aras ; yorumları görünce ,yorum yazmaktan vazgeçtim.
    ..............her nedense güçlü yorumcular şiirlerinize
    bolca zaman ayırmışlar.
    Üstadım bizden size sadece ve sadece içten ve samimi bir kutlama...
    Tebrikler...

    Cevap Yaz
  • Ramazan Topoğlu
    Ramazan Topoğlu 07.12.2006 - 21:59

    Gün uslandırılmış, zaman kılıfından bir adım öne çıkmış, gün boyu huysuzsuz eden yörünge dizginlenerek deşarj eden bir rölantiyle bilerek örüklenmiş. Oturulan zaman desenli bir yer var.
    Şiirin dışında bırakılmış üstümüze yürüyen ve bu dizelerle yatıştırılan duygularda sızı var.

    Dizelerin hızı parlayan aleve çarpmamak için temkinli. Aksi takdirde temayı hızıyla allak bullak dağıtırdı.

    Buruk yorgunluklar ve yalnızlıklar sonrasında moralize edilmeye çalışan ruh sadeliğinde yürüyüşün kolay tarif edilemeyen bir ahengi vardır. Koşarsanız gerilmiş sinir keman çalar. Öyle bir ustalıkla gedersiniz ki empatikliğiniz ilaç gibi gelir. Sakinleştiren ilaçlar gibi dizeler. Bu ruh halinde fazla alınan ilaç zehirler gibi geldi bana. Yol kenarında şarampole yakın bölümdeki patikamsılıkta gider gibi. İyiki yolun ortasından gidilmiyor.

    Sevseydim, sevgi yoğunluğunda gerektiğinde gücenmeler de olsaydı keşke, hiç sevmemekten muteberdir. Ateş hemen sönmesin diye zor ve geç yanan ıslak dallar atılsın. Dal olduğuna göre aceleyle ağacından koparılmış büyük ihtimal. Sistemli yakılmayan olmayan bir ateş. Gündüzde yakışık değil, gecede her zaman olduğu gibi ateşe ihtiyaç var, sönmesin. Cılız bırakılmış aşkın ateşe ihtiyacı bulunmakta. Sönmemesi için de başında nöbet tutulacak. Peki kim tutacak. Sevmeyi beceremeyin mi, sevilmeye layık olan mı?

    Ve özeleştiri. Sevgiye oranla nefretin ömrü daha uzun. Bu iki dize Aras şiirlerinde her zaman olduğu gibi ikili şövalye.

    Duygu bütünlükleri arasındaki bilinçli sıçrama dikkat çekiyor. İroniklikle nefret geçerli kılındıktan sonra ilk aşkın yakadan düşmesi için (aslında istemiyor) söylenen' süt dişimsin bir an önce sızla dökül' şahane dizesi 'artık gelişmiş haline dön, aslını göreyim' diye nara atıyor.

    'Yetişkinliğimize (sevgiye elverişli hale gelme, sevgi için olgunlaşma, gelişme) yada herhangi bir şeye yetişelim.(Sevgi mahrumiyetlerinden sonra erişilen, ulaşılan, sevgi alanında eskiye oranla hayata anlam veren) dizesindeki 'yetiş' kökenli anlamları farklı iki sözcük ve kullanılması makbul sayılmayan 'şey' bilerek şiirin özüne programlanmış.

    'Kendimi öpesim geliyor ne kadar bedbahtım'
    Yüksek binaların akşamları yanıp sönen paratoner ışıkları çağrıştı bu dizeyle. Net olmasa da iyi bir sevgi platformu özleminden sonra yine empatik bir hıçkırış aslında. 'Hayaletlerim var bu ne iddialı yalnızlık' freni paratonerin üstünden büyük bir cazırtıyla uçup giden bir uçak gibi.

    Bu ne ruh hali böyle. Duygular sürüldüğü sahada yağmura zor dünüşecek bulutlar gibi.

    O da ne? Yağmuru ve rüzgarı yakalamış ellerinde tutuyor. Yere yapıştıracak, o denli güç kazandı. Hıncını alacak. Fakat ölüm bile istenilse dizginlenmiş zamanın berbatlığında ondan da umut yok.

    Empatik ve ironik dalgalar nasıl da bir üelemeyle sakinleştirilmiş. İçimde toprağa karışması zararlı olan bir enerji bıraktı bu şiir.








    Cevap Yaz
  • Temel Kurt
    Temel Kurt 07.12.2006 - 12:38

    'ilk nöbet benim' dedi Pinokyo,kiraz ağacından yüreğine güvenerek

    Cevap Yaz
  • Aynur Özbek
    Aynur Özbek 07.12.2006 - 12:36

    Sevgili Nilgün Aras yine söyledikleri yanında söylemedikleri ile dolu bir ürün çıkarmış bünyesinden. ürün diyorum çünkü sanki formatını bulamamış bir çalışma var karşımızda. Bir mektup gibi.

    Edebi bir mektup olarak düşleyin cümleleri.

    :)

    İçinize değen sözleri o zaman başka anlamlanıyor. Ve belki bu formatta şiir olamayacağı için kısılmış cümleler de kendine yol bulur akar diye düşünüyorum. Nefretin uzun ömrünün niçin aşktan daha çok istendiği daha bir siner içimize.

    Biz de onu ister bile olabiliriz hatta, o (şimdilik gizli ) cazibede.

    Ne dersiniz:)

    Her zamanki Nilgün Aras aceleciliğinin izleri de var şiirde.

    'süt dişimsin bir an önce sızla dökül'

    gibi bir müthiş betimlemeden sonra, şu bölüm ne kadar fazla.

    'yetişkinliğimize ya da herhangi bir şeye yetişelim '

    Ancak şu bölümdeki şiirseliğe ve anlam zenginliğine de bakarmısınız:

    'yağmuru ya da rüzgarı yere çalabilirim bu akşam
    ölüme bile ulaşamayacağımıza dair berbat bir his var içimde'

    Elden geçirildiğinde çok etkileyici bir iz bırakacak bir çalışma bu.

    Sevgilerimle
    ,
    Aynur Özbek Uluç

    Cevap Yaz
  • Tülay Sustam
    Tülay Sustam 07.12.2006 - 12:11

    saksı da bir çiçek düşlüyorum!
    kurumuş yaprakları, bir çoğu dökülmüş
    gövdesi toprağa emanet! ...

    sonra
    kahverengi içinde yeşile işleyen
    su oluyorsun
    güneş oluyorsun
    toprak oluyorsun

    bu can sana emanet! ...


    affınıza sığınırak şiirinizden sonra öylesine içten döküldü
    şiir vardiyası da bu olsa gerek. tebrik ediyorum Nildeniz.

    *ışık ve sevgiyle*

    Cevap Yaz
  • Ünal Yıldırım
    Ünal Yıldırım 07.12.2006 - 00:17

    elimden tut nefrete koşalım
    aşktan daha uzun sürüyor ömrü... Güzel yakalayışlar. Gönül feneriniz sönmesin...

    Cevap Yaz
  • Samiha İkbal
    Samiha İkbal 06.12.2006 - 23:36

    Kılıcın bir yanı nar
    bir yanı bahar
    kılıcın alnı zaman
    dost ne anlar
    ya düşman
    bir ömrün özeti:
    ''ah!''

    Cevap Yaz
  • Aydın Sevgi
    Aydın Sevgi 06.12.2006 - 23:00

    Aşk bilinmeyen bir denklem;çözümü de yok..hepimiz nöbetteyiz bir ömür...
    Saygılarımla..

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta