Hikmetinden sual, olunmaz Yarab,
Müslümana zehir oldu bu bayram.
Boyunlar bükülmüş, gönüller harab,
Dertlerin üstüne, geldi bu bayram.
Irakta tek dişi, kalmış canavar,
Bir doğum sancısında tanyeri,
Tetikte bekleyen, parmak isterim.
Parladı dağların, bembeyaz karı,
Eriyen sulara, ırmak isterim.
Bir bozkurt yürüdü, geçit yerine,
Yirmi yıl görmediğim, gönüldaşı görünce,
Bir hoş oldum, sarıldım, bürosunu gösterdi.
Hangisi diye sordu, makamına girince,
Dolabında viskiyi, birasını gösterdi.
Dedim gardaşım söyle, ne oldu böyle sana,
Vatanın haline bakın,
Allah belânızı versin.
Elinize kına yakın,
Allah belânızı versin.
Nefsine köle olanlar,
Başın öne düşmesin, alnını yukarda tut,
Sevda için çekilen, dertlere dert denilmez.
Sahibinin sesiyle, arkasına beşyüz it,
Takılıp havlamayan, kurtlara kurt denilmez.
Bugün sen tohumu ek, “yarın” biçsin ekini,
Mazlum bilip sardığım,
Selvi boylu Recebom.
Desteğimi verdiğim,
Gürcü soylu Recebom.
Push’un partner ararken,
Ak karlı dağlarına, kara bulut çökmesin,
Seni candan çok seven, evlatların var yurdum.
Çeviren Ergenekon, umudunu yıkmasın,
Eritecek dağları, bir demirci pir yurdum.
Türküler seni söyler, şiir sana yazılır,
Kalk yiğidim, gayri kalk, bu mûbarek vatanın,
Sahibi yok sananlar, sahibi kimmiş bilsin.
Sana emanetidir, şehid olmuş atanın,
Sen kükreyip, sahip ol, temiz ruhu şad olsun.
Bırak sürüngenleri, onlar yerde sürünsün,
Sararmış yaprak gibi, güz yelleri önünde,
Birkaç yeşil lekem var, önce onlar solmalı.
Dal gövdeden uzakta, bu hazanın sonunda,
Kopan bu garip yaprak, gövdesini bulmalı.
O günden bir korkum yok, ruhum kopuşa hazır,
Dünün gün’e babadır,
Evvelin yavrusu dün.
Aydınlığa gebedir,
Karanlık değildir son.
Erir dağların karı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!