“Haziran’da açan güller biriciktir; benzeri yoktur. Bir dizenin bir şiirin imgeleri, vazgeçilmez esin perileridir, zamanın içinden gelen ve giden...” Diye yazmışım Cumhuriyet gazetesindeki “Işıldak ve Yelpaze” başlıklı köşemde.
Yazı Kitaplıkdergisinde yayınlanan (Haziran 2000) Robert Burns çevirileriyle ilgiliydi:
Kitaplık dergisinin son sayısında Yurdanur Salman, bize Burns’ün şiirlerini armağan ediyor. Robert Burns, iki yüz elli yıl önce doğmuş romantik bir İskoçyalı...
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta