Irmak, gümüş tellerle çalıyordu sessizliği;
kapattım gözlerimi
küçük bir kuş havalandı,
yüreğimin sessizliğinden.
Sanki göçe hazırlık vardı,
kırlangıçlar, pastel renklerle
göğün mavisine bir yol çiziyordu;
yanık bir türkü daha düştü,
turnanın dilinden.
Gölgeyle ışık arasında
zaman, ince bir perdeye gizlendi;
bir anlık sessizlik büyüdü
ve ikindi, avuçlarımda uyudu.
Uzak yamacın eteğinde
vakti unutmuş bir çan sesi yankılandı,
sarı otların arasında serin bir koku
çocukluğumun hatırasını uyandırdı.
Bir dere kenarında
unutulmuş taşlara dokundum;
her biri, bir zamanın kalbi gibi
suskun ama canlıydı.
Ve ikindi, yavaşça
toprağın rengine karıştı;
anlamaya çalıştım,
her akşam biraz daha derine akan
ırmağın dilini.
Galiba ayrılık vardı,
sonra, gökyüzü
bir mendil gibi katlanıp
yüreğimin cebine saklandı.
S.GÖL
Kayıt Tarihi : 29.8.2025 20:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!