İki Yoldaşın Hikayesi
Bir şehir vardı ki, sokakları dar ve keskin, Orada tanıştı iki genç, bambaşka iklimden. Biri hep telaşlıydı, gözlerinde yarına küskün, Öbürü sakin, hayatı yavaşça süren bilgin. Zamanı farklıydı akışları, farklıydı rüzgârları, Ama bir bakışta anladılar: Ortaktı kaderleri.
Birinin derdi, yoksulluğun ince sızısıydı, Sofrada ekmek hesabı, yarınlar hep puslu. Diğerinin sorunu, koca bir mirasın yüküydü, Güvenmek zor, etrafı yalanlarla süslü. Dertler eş değildi, ne biçim ne de ölçüde, Ama her biri diğerinin derdini taşıdı gönlünde.
Yıllar aktı gitti, hayat onları ayırdı zorla, Biri büyük kentlere göç etti, bir umut uğruna. Diğeri doğduğu yerde kaldı, mücadele koruyla, Kendi yuvasını kurdu, sırtını dayadı yarına. Arada incecik bir telefon sesi, birkaç satır, O eski bağ, derinde kök salmış, hep ağır basar.
Paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm,
yüreğim dalındayken henüz,
ben bir gece, şu Mayıs gecelerinden biri
Volter rıhtımında dayayıp seni duvara




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta