İKİ GÜN, İKİ YIL
Sensiz iki gün geçti, dediler... İnanma.
Ben, takvimin yalanına kanmış, iki asır devirdim.
Zehir oldu soframdaki ekmek, içtiğim bir yudum su,
Yüreğimin tam orta yerine bir kor düştü, hala yanıyor.
İki kez çevirdi felek takvim yapraklarını , iki kez canımdan can kopardı.
sararıp soldum dalından düşmüş gazel gibi,
Aynalara küstü yüzüm, kendimi tanımaz oldum.
Gözümün feri söndü, ışıklar matem karası giyindi,
Hasretin, kurumuş nehir yatağıma hücum eden bir sel oldu,
Göz pınarlarım doldu, taştı; yanaklarıma vuran her damla,
Senin adını heceleyen birer kurşu oldu sanki.
Sadece kırk sekiz saatlik bir hiçlik...
Ama benim için firavunları kıskandıran bir esaret,
Ateşin bile yanmaktan usandığı bir cehennem provası.
Yokluğun, Samanyolu'nu yutmuş bir kara delik,
Ve ben, o girdabın kıyısında can çekişen son yıldızım.
Gel artık...
Gel ki bu iki yıllık zindan, iki anlık vuslata dönsün.
Gel ki zehir olan lokmalarım, yeniden hayat versin.
bir anlık bakışınla Söndür bu içimdeki yangını ,
Çünkü sensiz geçen iki gün, yaşamaktan caydığım,
Ölümle pazarlık ettiğim sonsuz bir eziyettir bana.
Kayıt Tarihi : 4.10.2025 17:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!