Tevâfuk bir rastlantıyla yolları kesişen iki kişi; sanki göbekleri beraber kesilmişçesine bir muhabbete girişirler ki sormayın;
Birbirlerine isimlerini bile söylemeden; kimlik bilgilerini merak etmeden, ayaküstü deruni bir sohbete müracaat ederler.
Biri diğerine, dostum der; yeryüzüne ne kadar gam keder gelmişse, tamamı bu fakirin omuzunda; bakar gözümü kör ettim ben.
Biraz anlatır mısın dostum nereden gelip nereye gidiyorsun, nedir bu derinden ah çekişin senin.
Arkadaş; akla karayı seçiyorum, nereden başlayayım bilmiyorum ki, işim gücüm pirinç renkli taşları pirinçten ayıklamak.
Özür dilerim dostum, gözlerin fıldır fıldır ama sahi sen görmüyor musun? Ben bakar körüm, işimde körlüğümden başka bir şey lezzet vermez bana;
Biraz açar mısın ne demek bu;
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta