Yazamadığım şiir'imsin
Bir gölgenin en mahrem yerinde
Kaf dağı geçiyor gözlerimde
Leyla ve mecnun arka bahçede çocuk oyunları oynuyor
Saf ve masum
Şirin Ferhat'ı ararken duygu dağını delen benim.
Ölen benim yalın çırılçıplak
Sessiz ve sedasız
Bosna'da Sırp katillerine
Filistin'de siyonizm'e
Mısır'da firavun'lara
Suriye'de baas rejimine
Kutsal bir yanlızlığın kıyısında
Ucu bucağı olmayan Acının başında
Eteğinden tüm bensizlik dökülüyor
Sen ufuk ben yakamoz ay ışığında
Ey melankolik sevda
Sonsuz aşkın sahibi nerdesin...
Sustuklarımdan başlıyorum çürümeye
Endişe verici kelimelerimin mağlubiyeti ..
Sonra rüzgar susuyor ve en son insan..
Vicdan merhamet terkediyor insanlığı
Yeryüzü kurak yürekler çorak...
Merhamet kayıp acılarımız ne kadar ucuz.
Sahipsiz bir mezarım dağlar ötesinde
Gülsüz çiceksiz kara toprağım
Seni görüyorum seni gömüyorum
Dilsiz Avazım fersiz gözüm
Uzak bir diyarım kimsesiz ömrüm
Kırılırken içimdeki zeytin dalı
Boğuluyorum yüreğimin azgın nehirlerinde ruhsuz mahşeri bir kalabalık şimdi dünyam
Ey insanı insana kurban eden varlık
Ey gönül tahtlarını yerle yeksan eden
Kan dökendevri açan
Kalk sil yedi milyarın göz yaşını.
Gecenin karanlığında
Acının yalazı vuruyor yüzüme
Geride hatıraların şimdi peşimde
İçimi üşütürken sesin
Yağmurlara karışıyor bakışların
Hasretin bir anne gibi başucumda
Ölümün yasak olduğu mevsimdeyim
Toprağımın ruhu hep kanla sulandı
Göklerden ölüm yağsada mülteci kamplarına
Dirilecek bahar yüzlü çocuklarım
Ölümün yasak olduğu mevsimdeyim
Ölü bir şairin not defteri var cebimde
Hatıraları eski bir masa üstünde
Gömüldüğü yer bilinmiyor
Deri kaplı kitaplarda şimdi adı
Şiirleri var insana ve geçmişe dair
Hüzün kokan
Özlenecek anılar kaldı mazinde
Heybemde acı ve hüzün taşıyorum
Gülüşün kalmış aklımda
Bir rüzgarlı günde dağılan saçların
Gözlerine asılı gözlerim
Geride çok eskilerde mazinin kuytu köşesinde
ihsan merhaba ben gülseren nasılsın?
iletişimimiz koptu sandın ama bak sana nerden ulaştım
şiirini çok beğendim.
hoşçakal