İğne Deliği
Penceremi sol yanıma banıp
yarına açmak mı
daha mavi;
Yoksa,
duvarlara dünü çalmak,
gölgelerin güzü; öykülerin közü;
kervanın piri olmak mı
daha sahi?
Hani,
pireler berber, develer tellal iken…
Belki,
baktığını bilmez,
söküğünü dikmez iken…
Duvarlara yeminliyse de çerçevesi,
bakmasını bilene yar değil mi
pencerenin çehresi?
Sen ki,
görmesini ister iken!
Yutuyorsa bakanı keşfedilmeye aç bir deniz,
en ketum pencerenin bile kisvesinin ardında,
duvarlara dönmek niye?
Bekliyorsa soranı varılmaya hasret bir liman
-göllerde ölmek;
Bakıyorsa semadan işvesi kıpır kıpır bir akşam,
-gölgelere sığınmak;
Sığıyorsa bir iğne deliğine koskoca derya alem,
-kula kırılmak;
gönüllere kıymak niye?
Söyle...
Durduğun yer mi kafi;
yoksa baktığın yer mi sahi;
derya alem mi yoksa sen mi
gözünün neferi;
gönlünün sahibi?
Unutma,
koca alemin beşiği,
basireti, beyliği,
büyülü bir iğne deliği.
Bakmasını bilene;
Görmesini isteyene;
Dikmesini sevene...
Kayıt Tarihi : 17.7.2025 21:26:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Görmek göreceliyse; Bir kartalınki gibi keskin gözler mi, Gönülden bakan bir pencere mi, Yoksa sadece geçmişten gelen ezber mi daha iyi? "Bir ben vardır bende, benden içeri." Yunus Emre




Yüreğine sağlık ????
TÜM YORUMLAR (3)