Bin bir türlü sevgi var, pek çoğunda yok hayır;
Çünkü onda dokuzu, meşru tarza mugayir!
Allah için olandır, iflah eden muhabbet;
Geri kalan ne varsa; küllüsüne de; hayır!
Tüm mecazi sevgiler, mutsuz kılar aşık’ı
Bir kısmı da habersiz (!) sever durur maşuk’u
Pek çokları devreye, B, şıkkını sokarken;
Ancak hassu-l havasça; kullanılır A, şıkkı.
İnsanoğlu üzeni, neden sever acaba?
Acı verse tercihi, niye bakmaz icaba?
Bin eleme gebedir, bir dünyevi muhabbet;
Tek hakiki maşuktan, mahrum kalmakta caba!
Gayr-i meşru sevgiler; bela imiş başlara!
Çarparlarmış bu kullar, serlerini taşlara!
Az gelirmiş onlara, şu dünyevi cezalar;
Edilir miş gözleri, mahkûm kanlı yaşlara!
Kalpler Haktan emanet, verilemez kiraya!
Asla, kata sokulmaz, hiçbir yaban oraya!
Herkes girse destursuz, neye döner o mekân?
Girer ancak sahibi, her gün, her an oraya!
Sahip olsun gönlüne, mutluluğu arayan!
Alıp koysun içine, neyse ona yarayan!
Mazhar olur huzura, böyle yapan akiller;
Bir felsefe değil bu, ayan, beyan dermeyan!
Merve Demircan
02.07.2011-Türkiye
Kayıt Tarihi : 2.7.2011 12:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Çarparlarmış bu kullar, serlerini taşlara!
.........
Bin eleme gebedir, bir dünyevi muhabbet;
Tek hakiki maşuktan, mahrum kalmakta caba!
.............
baştan ayağa ders...
müthiş bir sosyolojik naliz..
teşekkürelr sayın DEMİRCAN
TÜM YORUMLAR (2)