sen öğrettin bana
evliliğin yüreğe vurulan zincir
evliliğin yüreğe vurulan kelepçe
ve arzuların işkencede olduğunu
yanlış evliliklerde insanın boğulduğunu
kocaman vazolarda da çiçeklerin solduğunu
ben de öğreteceğim sana
sevgi kırar kelepçeyi zinciri
sevgi özgürlerştirir insanı
gökyüzündeki kuşlar gibi
ne olursun ayrılığı öğretme
bu sevdayı bana ağu etme
kulak ver gönlümün sesine
adım adım yaklaştıkça sana
yüreğim sığmıyor sol yanımdaki kafesine
bırakmam bu sevdayı hayatın kanlı dişlerine
tepeden tırnağa terleyen bedenim mi
dokundukça nefesine
yaralarımın iyileşmesi mi
yatrıdıkça bal gülüşlerine
çocuksu saflığın
yüreğinin raflarında tozlanan güzelliklerin mi
hazran’ım olan kadınlığın
hüzünlerde bıraktığın kanatların mı
sevdamın günlüğünü yazmak istediğim dudakların mı
nedir beni sana akıtan böylesine
hangi gizemindi
bana memleketimi bile unutturan
zulalarımda mutlu yarınlar
ben aşkla koşarken sana
sen misin hâlâ yerinde oturan
seveciğim inadına
hüzün olsa da
bu aşktan bana kalan
soğukluğunu bilirim
ben ölümü çok öptüm
buğulu gözlerinde zemheriden çıkar vucütüm
yarımdım
çünkü o zaman seni bulmamıştım
ama ben zaten aydınlanmıştım
keşke bedenime değilde
elektriği olmayan evlere verseydiler onca ceriyanı
aşkından kavgasndan ne koparabilir ki insanı
şafakları kanayan memeketimde
eylül saraylarından eğilmeden geçtim
bundandır eylül’lerde kanamam
bundandır koynuna mülteci olmam için
gecenin bir yerinde seni yanımda aramam
aşkım uğruna
senin işkencelerine de direnirim
nasırlı elimde beyaz bir gül
yüreğinin kapısına hep sevgimle varırım
ve bilirim
terk etmemişse seniinsanlığın
sevgimin karşısında çözülür yüreğin
varsın payıma acı düşsun
örseleme bu sevda bende büyüsün
istemem alnında aşka kıymışlığın karası
yüreğimde acımasızlığın yarası
nasıl iyileştireceğim kendimi
mapusluğu tanırım
yurtsuzluğu
alnımda sürgünlüğün günlüğü
en berbatı sensizlik
nice ölümlerin kıyısından geçtim
senden gelen acıları da katık yaparım yavan hayatıma
yüreğide bir ucu boşta sevda
canın sağ olsun bu sevdanın boştaki ucunu tumasanda
bilirim
insan korktukça kaybeder
gözlerine her varışımda
benimle mutluluk şarkıları söylemek için
gagalarında karanfil
umut yüklü martlar yüreğime döner
kirlendikçe insan azaldı sevdaya yakışan
olmayalım diye çocukların gözyaşlarında perişan
güzel günler için dövüşen
bu ası yürek seni
senden gelen kurşunu bile
gül niyetine alacak kadar
u m m a n s e v e r
sensiz bırakma beni
içimedki ışıklar söner
Kayıt Tarihi : 11.9.2004 13:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

senden gelen kurşunu bile
gül niyetine alacak kadar
u m m a n s e v e r
sensiz bırakma beni
içimedeki ışıklar söner' şiirin geneli güzel dizelerle dolu ama bu kısım beni bitirdi...
TÜM YORUMLAR (1)