Nihal’in Bahçesinde Seyr-i Sülûk
(Nihali Tarz
Mistik, Alegorik ve Ritüel Akışlı Yeniden Doğuş)
I. (Şarap ve Bahçe – Fânilikte Diriliş)
Nihal’im, sun o aşk şarabından bir yudum,
Çünkü bir gün gelir, bu bahçeler solar.
Hazan mevsimi erişir, yapraklar toprağa düşer;
Gün olur ki, aşkın bahçesi de elden gider.
Ama her damla şarap, ruhumda bir ölümsüzlük bırakır,
Köklerim toprağın derinliklerinde sana bağlanır.
Rüzgâr fısıldar: “Her çiçek ölür, ama anılar solmaz.”
II. (Bakış ve Teslimiyet – Ruhun Savruluşu)
Ne kadar uzak dursam da dünyadan,
Nihal’imi gördüğüm an,
Tüm iradem, tüm direncim kaybolur.
O bakışla seçimim bile elden gider;
Gözlerinin ışığında ben bir yaprak misali,
Rüzgârın ritmiyle savrulan bir nefes olurum.
Gökyüzü gülümser; yıldızlar, gözlerinin yansımasıyla parlar.
III. (Toprak ve Toz – Benliğin Fâniliği)
Öyle toprak oldum ki ah etmeye korkar oldum,
Rüzgârın savurduğu toz misali,
Bir nefesle savrulup giderim Nihal’im,
Varlığım bile elden gider.
Ama o savruluşta bile bir iz bırakırım:
Senin adınla nefes alan bir zerre, bir ruh.
Ay ışığı düşer üzerime, fânilikte bile kutsal bir iz bırakır.
IV. (Güzellik ve Zaman – Fâniliğin Hatırlatması)
Gururlanma sakın ey güzel Nihal,
Güzelliğine, gençliğine fazla güvenme.
Kimseye kalmaz bu dünyada sonsuz güzellik;
Zamanla o nakış, o letafet elden gider.
Ama ruhun, aşkın ve bakışların,
Bir ömürlük yıldız gibi gökyüzünde kalır.
Rüzgâr dokunur, zamanı taşır, ama kalbimiz hep genç kalır.
V. (Savaş ve Koruma – Aşkın Mistik Mücadelesi)
Nihal’im uğruna savaşmalıyım düşmanlarla;
Yoksa o kirli hasetçi ölmezse,
Sevgilim, o cananım, bir gün benden uzaklaşır,
Ve bir daha dönmemek üzere elden gider.
Ama gönlümün kılıcı, sevdamın sığınağıdır;
Her darbe, aşkın ışığını çoğaltır, yok etmez.
Gökyüzü ve deniz, bizim gizli şahitlerimizdir;
Her fırtına, aşkımızı arındırır, kutsar.
VI. (Hasretin Yaralı Dalı – Özlem ve Bekleyiş)
Ayrılık acısını anlatmaya kelimeler yetmez,
Göğsümdeki yarıklar haber versin sana, Nihal’im.
Yakamı yırtarcasına çektiğim bu özlem,
İçimi parça parça eden o sır olsun.
Bir dal gibi kırılgan ama kök salmış, hâlâ seni bekler;
Her rüzgâr, dalı titreten aşkımızın yankısıdır.
Ve gece, ay ve yıldızla dolu bir örtü gibi
Gözlerimin önünde seni saklar, bekler.
VII. (Denizin İnci Gözleri – Teslimiyet ve Aydınlanma)
Gönlümü ve gözlerimi eziyetinle harap etme, Nihal’im.
Bu deniz gözlerim inciler sunar sana,
Bu maden kalbim cevherler taşır.
Lütfet, incitme beni,
Çünkü senin için akıyorum her sabah,
Senin için yanıyorum her gece.
Gel, gökyüzü ve deniz şahit olsun ritüelimize;
Aşkımız, yıldızlarla, dalgalarla birleşsin.
Her dalga, bizim sevdamızın kutsal bir yankısıdır.
Son İlham
Ölüme Direnen Çiçek
Nihal’im!
Aşkın bahçesinde açan her gül bir gün solar,
Lakin senin adını içimde taşıdığım sürece,
Hiçbir hazan, hiçbir düşman
Bizim vuslatımızı elden alamaz.
Çünkü aşk;
Ölüme direnen tek çiçektir.
Ve biz, bu bahçede ölümsüz bir ritüeliz,
Köklerimiz zamanın ve ruhun derinliğinde birleşir.
Nihali Tarz Yorumu:
Bu şiirim, fâniliğe isyanın, aşkla dirilişin
ve Nihal’in ebediyetini arayışın ritüelidir.
Her dize, bir hicranın, bir ümidin,
bir seyr-i sülûkün kapısını aralar.
Nihal; hem geçicidir, hem kalıcı…
Hem bahardır, hem hazan…
Ve işte aşkın paradoksu:
Kaybetme korkusuyla daha çok sevmek.
Kayıt Tarihi : 27.5.2025 20:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!