İçerden çıkacak birazdan adam
Yılların tortusu çökmüş yüzüne
Alnını güneşe serecek adam
Uykusuz ranzalar suskun voltalar
Geride kalacak ve ah hüzünle
Bir gül gibi savrulup gülecek adam
Kar yağmıştır sardunyanın üstüne
Bir şehrin urgan satılan çarşıları kenevir
kandil geceleri bir şehrin buhur kokmuyorsa
yağmurdan sonra sokaklar ortadan kalkmıyorsa
o şehirden öcalmanın vakti gelmiş demektir
Duygular paketlenmiş, tecime elverişli
Devamını Oku
kandil geceleri bir şehrin buhur kokmuyorsa
yağmurdan sonra sokaklar ortadan kalkmıyorsa
o şehirden öcalmanın vakti gelmiş demektir
Duygular paketlenmiş, tecime elverişli
Bir güzel İnsan geldi geçti ufkumuzdan, yüeğimize dokunarak, derin iz bırakarak...
Saygı ve rahmetle
*****MERHUM YUSUF HAYALOĞLU*****
İyi bir Şair, Yetenekli Ressam, Ferasetli muhabir ve dürüst Vatandaş.
Memleketimizde, öz Türkçeyle güzel ve vurgulu Şiirler okuyanların ilk
beşine girerdi. Kinsiz-kibirsiz, saf Zemzem suyu gibi bir Şahsiyetti.
Yüce Yaradan rahmet eylesin. Mekânı Cennet, Ruhu şad olsun.
.
**İnsanı severdi, Hakka kul diye
**Hep bilim dedi, mukaddes yol diye
**Yaftası yoktu, bu Sağ, bu Sol diye
**Her zaman doğruyu yazdı da gitti.
.
**Sevdası Vatan'dı, Sevgisi Millet
**İsterdi Toplum da, olmasın zillet
**Hünkâra-Paşaya, etmedi minnet
**Devrana Destanlar, dizdi de gitti...
-----OZAN ÇAKIROĞLU------
Merhum Şairimizin Şiirini okuyup ta, Yüreği sızlamayan, Gözleri dolmayan,
ve ilhamı çağlamayan Şair'e ben ŞAİR demem... VESSELAM.
İçerisi mi
Dışarısı mı?
"Elini kolunu bağlayan gizli eller
Tuhaf gündemler
Baskılar
Ötekileştirmeler..."
Böyle bir dünyada yaşamanın
"İçeride yaşamaktan" kalır yanı ne!
Düşünemiyor
Üretemiyor
İfade edemiyor
Yarınından emin olamıyorsan
Çekil kenara
Kur kendi "hapishaneni..."
Şimdi biz bunları yazarken, "mantığı önünü görmekten acizler"
Laf ebeleri!
Ne alır şiirden,
Şairden...
Erken gittin be usta,
Sen bile bilemedin kıymetini,
Huzurla uyu,
Yazdıklarından da beter şimdi, dışarısı!
Hapishaneye iki türlü insan girer ki, bunlardan birisi yasaları çiğneyip asilik ve şakilik yapan mücrimlerdir, diğeri ise masum ve mazlum olduğu halde iftiraya kurban gidip suçlu sayılanlardır. Masum ve mazlumlara misal, Yusuf -a.s- ve benzeri mübarek şahıslar iken, zalimlere ve mücrimlere misal cümle asiler, şakiler, kanunsuzlar, teröristler vesairelerdir.
Ne mutlu, masum ve mazlum olduğu halde hapse mahkum edilip de orayı medreseyi Yusufiyeye çevirenlere.
Benzer şekilde hapsin soğuk yüzünü üstad Necip Fazıl da Zindandan Mehmede Mektup'ta şöyle dile getiriyor:
Zindan iki hece Mehmed'im lâfta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de, geri adam, boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mı? .... Belki....Daha ölmedim!
Bir idamlık Ali vardı, asıldı;
Kaydını düştüler, mühür basıldı.
Geçti gitti, bir kaç günlük fasıldı.
Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil....
Çaycı getir, ilaç kokulu çaydan!
Dakika düşelim, senelik paydan!
Zindanda dakika farksızdır aydan.
Karıştır çayını zaman erisin;
Köpük köpük, duman duman erisin!
Bir hapishane atmosferi ve hapisten çıkan insanın psikolojisi olsa olsa bu kadar güzel anlatılabirdi. Aynı zamanda şiir şahane benzetmeler ile bezenmiştir.
Mesela benim bazı tespitlerim: 'Kar yağmıştır sardunyanın üstüne' ifadesi hapisten çıkan insanın saçlarının beyazlamasını veya hapiste beslediği sardunyaya o gittikten sonra kimsenin sahip çıkmaması ile artık karlar altında kalmasını,
'Yılların tortusu çökmüş yüzüyle' hapisteki insanın yılların geçmesi ile yüzünde kırışıklıklar oluşmasını,
'hantal sesiyle' hapisteki insanın konuşacak şey bulamaması ve giderek daha da suskunlaşması nedeniyle çıkınca konuşmasının tutuklaşmasını,
'kendiyle bir ince hesabı görecek adam' insanın hapis çıkışı kendi vicdanı ile yapacağı hesaplaşmasını,
'Bir ihtilal kadar yanlız' her ne kadar bazıları taraf gibi gözükse de ihtilal ve darbelerin hep yanlız olduklarını anlatması (çünkü ihtilal ve darbelerin kendi haklılıklarını kendilerinin ispat etmesi gerekir, başka bir deyişle canı gönülden sahiplenilmezler ve bir nevi yalnız bir olgu olarak algılanırlar) ,
En vurucu ifade ise sonda yer alan 'Mümkünse farzedin YAŞAMAMIŞTIR' ile biten mısrasıdır. Bir insanın sayılı ömrü varken birçok yılını hapiste geçirmesini ve onun neredeyse yaşamamış gibi bir durumda olmasını çok güzel bir ifade ile dile getiriyor.
Bence iyi bir şiirin az ve öz kelimelerle birçok konuyu sanatkarane atabilmesi gerekir. Bunu da Yusuf Hayaloğlunun şiirlerinde bolca görmek mümkündür.
Şu an tvden Yusuf Hayaloğlunun öldüğü haberini aldım. Allah rahmet eylesin diyorum.
Ahmet Kaya şiiri seslendirerek farklı bir anlam katmıştır.Edebiyat dünyası bir şairini daha yitirdi.
Bayılıyorum senin şiirlerine harikasın yine..
bilirim içerisini, çikmanında sevincini...
kendini yollara vuracak adam ,vurduda ne oldu ,yolun sonu ona mezar oldu yazık çok yazık...
yol ayrımındaki bir insan tasviri.
bir yanda alışmışlıkların bütün sıradanlığından sanki
değişik bir yaşama geçiş.
ama bu yaşamda herşey yine sorunlarla dolu.
yine bakışlardaki damgalanma gelip onu bulacak.
çok güzel bir betimleme tebrikler...
Bu şiir ile ilgili 19 tane yorum bulunmakta