Çumra istasyonundan kalkan İçanadolu Mavi Treni
Haydapaşa İstasyonu'na götürecek birazdan seni.
Parmaklarımın ucunda sallanırken Şile bezinden yapılma beyaz bir mendil,
Dudaklarımı yavaşça aralıyor;
İsmini söylemeye mahkum edilmiş yorgun bir dil.
Ve sen;
Sanıyormusun ki?
Yüzündeki bu masum ifade ile istasyon polisini kandıracaksın.
Cinayetinin ipucu kalbimin kanlı tarafı mintanımın cebinde,
Üstelik can cekişiyor bedenimin sureti;
Karakola yakın rayların ortada bir yerinde.
Ve sen;
Sanıyormusun ki?
İstanbul'a kaçarak
Kalbinden bu taşra kalbine başlayan göcü durduracaksın.
Sazını her ele alışında yorgun telleri ele verecek seni.
Benim sevdiğim türküleri söyleyecek ve ağlayacaksın.
Ve sen;
Sanıyormusun ki?
Demiryılan sürünerek ilerlerken demir yolunda,
Kalbimin kapsama alanından kurtulacaksın.
Beyninin ücra bir köşesindeki kara tahtaya baş harflerimiz kazılı
Üstelik valizinin çamaşırlarına bakan kısmında benim adım yazılı.
Ve ben;
Ne zaman Şile bezinden yapılma beyaz mendilimi elime alsam
Akabinde nemlenir.
Ve ben:
Ne zaman istasyondan birini uğurlasam
Başıboş kalmış dertlerin gemileri yüreğime demirlenir.
Çumra istasyonundan kalkan İçanadolu Mavi Treni
Raylara kurban etti,
Sana ait bu bedeni
Kütahya-1997
Recep AkovaKayıt Tarihi : 16.9.2010 17:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!