Karakaşlarına kurban olduğum
Çıra gibi yaktın erittin beni
Dermansız derdine derman olduğum
Duydum ki gönülsüz vermişler seni
Gözün yaşı derya olmuş sel olmuş
Eğer yaşıyorsan O’na borçlusun
O’nu kalplerden sildiremezsin!
O’nun sayesinde böyle güçlüsün.
Duvardan resmini indiremezsin!
Biz istemeyiz sarayı köşkü.
Bilmeden konuşma güzel kardeşim
Sen un çuvalına omuz verdin mi?
Daha büyümeden küçükken yaşın
Ağıllar da tek başına kaldın mı?
Çamur çiğneyip kerpiç dökerek
Bir gazel
Güz gazeli
Düşer dalından
Bir o yana
Bir buya
Savrulup gider
Gezdim onca köyü onca beldeyi.
Başören’den güzelini görmedim.
Sanki çağırıyor beni “gel” deyi!
Başören’den güzelini görmedim.
Dayamış sırtını Döldür dağına.
Eğer o vefasız beni ararsa
Dermansız dertlere düştü diyesin
“Nasıl? ” diye durumumu sorarsa
“ O artık sana küstü” diyesin
Yıllar yılı sensiz gülmedi yüzü
Kamil ol, hor görme garibi hakir
Yok olup gidersin, vara güvenme
Zengin iken birden olursun fakir
Evdeki davara, mala güvenme
Fitneliğe çalıştırma aklını
Sen dünyadan habersiz
Toprağın altında
Derin uykudayken
Biz
Sabahın erken vakti
Perişan
Düşünme kara kara.
Çiçekler kara değil!
Aç gönlünü sevgiye.
Ateşe, kora değil!
Dertlinin ozanısın.
Sen sıcak küvette keyif çatarken
Ben teşdin içinde çimenlerdenim
Sen Mercedes ile hava atarken
Ben eşek sırtına binenlerdenim!
Sen asfalt yolda iskarpinliyken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!