bir düşki kırık aynalara gebe silüeti
adını mezar taşından almış
ve arzı kendine gürz eyelmiş bir düş
diyar diyar dolaşsan
balığın karnında arasan
gökkubbeyi ayaklar altına seripte
yüreğim çırılçıplakken..........
dizelerimde ölümün kokusu
dudaklarımda acımıtrak türküler
ve böğrümde amansız sancılar varken
ta ötelerden yüreğinle
sen çıkageldin
Gönlümün kuşları senin için,
havalanır
Dokunmadan çiçeklere gül bahçelerine bile
Sana doğru süzülür.
Gönlümün kuşları senin için havalanır,
şinasi kadar ironik olmak isterdim
hayatı tadarken göğe değen dudaklarımla
hayatla alay edebilmek için
gündoğumu yanlızlıklarda
mevlana olmak isterdim
tümüyle içinde yaşayabilen hayatın
hey canım.......
varlığından sevdakar
vede azade maddeden
dağlarda koçero yalım yalım kılıcıyla
vede köroğlu rüzgarla yarışan kıratıyla
su başlarında ferhat
ben istanbulum
yedi burcumda yediveren güller
henüz tomurcukken
daha maviyken gözyaşlarımla dolan marmara
ve mehtap koynumdayken
el değmemişken bakirliğine çamlıcanın
Bır gun daha gecti sensız
Bir yaprak daha dustu yere
Ruzgarda salınarak
Basımda kavak yelleri estı bugun
Bugun asmaları seyrettım sensız
Deniz tadında bir ruhun
en bilinmez yerinde hüzünlü bakışlarımla geziniyorum
ruh durmadan sarıyor ve işliyor,
bir girdap gibi en derinine çekiyor
herçeşit ateşten bir parça
her gezegenden bir gizem
Gün gelir
Açar çiçek çöl kaktüsü
Vurulur bir güvercin habersiz
Kırlarda şarkı söyler yol eşkiyası
Gün gelir
Vurur kuzey penceresine gün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!