Şair İbrahim Nazım ÜLKER Ankara ve Erzincan eşrafından ailelere mensup, yaşamının büyük bir kısmını Ankara' da geçirmiş, eğitimine Ankara' da başlamış, ilk 8 yıllık eğitimi orada tamamlamıştır. Sonrasında Bilgisayar Yazılımı alanında lise eğitimini tamamlamak için Erzincan'a gitmiştir. Lise eğitiminden sonra; İngilizce dili üzerine öğrenim görmüş ve sonrasında Bilgisayar Teknolojileri ve Programlama/Yazılım Uzmanlığı alanında üniversite eğitim ve öğrenimini tamamlamıştır. Şu anda ikinci üniversite eğitimine devam etmekdir. Şair biçimsel olarak ...
Uykusuz perişandı geceler
Bütün yaşananlar bir çığ gibi çökerken,
Binbir bilmeceler aklını karıştırıken,
Fırtınalar şehri gibiyken aklın ve sualler...
Her gece yüreğindekiler göz yaşı olup taştığında,
Her gece ay düşüp yaktığında,
Anne ansızın sen düştün gözlerime,
Yine sen içerime...
Anne göz yaşlarım artık Fırat'a karışıyor,
İçimde ki yagınla Munzur bile eriyor.
Ruhum zindanlarda daralıyor
Bir aşk arıyorum,
Yaşayıp da kaybetmeyi dahi bilmediğim bir aşk,
Sokakların yetim kaldırımlarında.
Nerede bil el görsem;
Bir sıcak ele kenetlenmiş.
Nerede bir çift göz görsem;
Ankara’dayım siyah bir akşamda.
Geceye doğru bir gün can veriyordu,
Benimse ciğerimin ortasına bir hüzün sızıyordu.
Kızılay meydanındayım, kimseler yok yapayalnızım,
Biri var ama o da yok.
Yürüyorum…
Karanlık zemheri gece de;
Ay firari, yıldızlar firari,
Sen firari bende.
Bir yaz firari yüreğimde.
Kar düşerken volkan dağımın eteklerine,
Bir pınar gibi sen akarken gönlümde,
Bir şiir yazıyorum...
Dolunay dağın alnında,
Tekbir yıldız varken göğün ortasında.
Dağların etekleri yanıyorken ay ışığında...
Bir şiir yazıyorum.
Suskun yüreğime prangalar vuruludur.
Gözlerinin esaretinde.
Özgürlüğü bekleyen tutsaklar gibi bekliyorum seni,
Gelip geçerken 3.30 otobüsleri.
Aynı durakta inip rüzgarından savrulmak ümidi ile bir sonbahar yaprağı gibi,
Öylece bekliyorum seni…
…Sana bakmak öylece,
Sana bakmak suskun, aciz ve sessizce.
Hiç bir şeyle uğraşmadan bakmak.
Ağlamak sessiz çığlıklar içerisinde...
Sanki evren gelip karşımda duruyor,
Yusuf'un kuyusunda,
İbrahim'in nârında,
Eyüb'ün sabrında,
Mevlânın aşkında,
Seni Seviyorum...
Gidiyorsun öyle mi?
Gölgelerin rutubetli duvarlara elveda dememişken.
Sesinin sedaları halen o zindan odalarda duruyorken.
Sen gidiyorsun öyle mi?
Sen gidiyorsun;
Canımdan gidiyor can,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!