Bulanık akıyor çorak özü deresi.
İçini döküyor Kızılırmak nehrine.
Alıç olmuş çiftçinin meyvesi.
Şu yaraya tuz biber ekin nolur.
Vilayet oldu diye hepimiz koştuk meydana.
Hak aramak haksızlık sayıldı
Adalet makamı keyfi karar veriyor
Haklı olan değil güçlü olan haklı sayıldı
Hani ya hak arandıkça haksızlık azalırdı
Sözüm geçmez oldu dünkü çocuğa
Zerre kadar kıymetim yok
Alışmışlar kula kulluğa
Zerre kadar gözümde kıymetim yok
Renğin kızıl kanamı boyandı
Dertli dertli çağlar kızılırmak
Yıkar gider nice bentleri
Göz yaşımın selidir kızılırmak
Ağıtlar yaktılar gelinlik kızlar
Bayırında o topraklarda gelir mayası
Sivas imranlı kızıldağın boyası
Halen kanar madımağın yarası
Kızılırmak dağı taşı yol eyledi
Zemheri gelince durmaz çağlarsın
Daha yirmili küsür yaştayım
Çaresiz bir hastayım
Bana acı veriyor canım
Kocadım ben kocadım
Yaşlandım ben yaşlandım
Bahar gelmiş bizim ellere
Koşar kızılırmak karadenize
Kırları donatmış türlü çiçeklerle
Serçenin cıvıl cıvıl ötüşünü özledim
İmliyi kaçmış gibi sökülür ömrüm
Her saniye zarara uğruyor günüm
Ne bayram bilirim nede düğün
Hayat bana kördüğüm oldu
Gölgem dünyaya ağır geliyor
Görmeyeli bir hayli yıl oldu
Gözümde tütersin Sivas
Bu gurbetlik beni yordu
Korkarım ki bu gurbette çakılı kaldım
Şehirden şehire göç et dur göçebe gardaş
Ekmeğinin peşine düştün rızkın mı ararsın
Sanki biz paçayı kurtardık ta şehirde
Köyde kalanlar sanki acından mı öldü




-
Hüseyin Bayır
Tüm YorumlarKalemine sağlık