İbrahim ACAR 1956
Güzel Anadolu’muzun güzide illerinden biri olan Uşak ilinin şirin mi şirin bir köyüdür benim “Zep” Bozköy’üm.
Anamın bana çocukluk yıllarımda anlattığına göre 1956 yılının karlı ve soğuk bir kış gecesi 2 odalı kerpiç duvarlı bir evde dünya ya gelmişim.
Babamın ideali beni okutmaktı. Zaman zaman kendi işinin zorluğunu bana gösterip, “bak işte görüyorsun taş işçiliği yapmak çok zor oku” diyordu. Köyümüzün tarlaları hep yamaçlarda olduğu için köy halkı Uşak belediyesine parke taşı kesiyordu tanesi 25 Kuruştan yani ...
Bu akşam; İkikez ağlıyacağım sevgilim
Dertlerimle baş başa kalmışken
Yüreğimdeki acılar tarifsiz,
DÜŞÜNÜYORUM
(DÜŞÜNMELİYİZ)
Biliyor musun?
Bir bebek dünyaya geldiği zaman.
Sanki kaderini biliyormuşcasına ağlayışını
O güzelim yanaklarından gözyaşlarının akışını
BABA'DAN OĞULA MEKTUP
Şimdi ben yokum...
Her sabah horoz sesleriyle uyanıp
Gözlerimi ovuşturduğum
Serin şafak rüzğarları esen köyümde
Şimdi ben yokum..
Endamın yaktıkça yakıyor beni
Gel de şu gönlüme sen sultanım ol
Sanki bir alevsin yakarsın teni
Gir de şu kalbime sen sultanım ol.
Ömrünü çürütme gurbet ellerde
Şerefine kadeh kadeh rakıyı
Hasretle kaldırdım yine dün gece
Sevdama yazılan hüzzam şarkıyı
Bin defa çaldırdım yine dün gece
Öptükçe sararıp solan resmini
Kış ayında beyaz kar'ın
Yaylasında kuzu koyun
Kovanında petek petek
Sıralanmış altın balın
Oy erzurun can erzurum
Varlığın bir sevinç, yokluğun hüzün
Seninle birlikte bahtiyarım ben
Karanlık dünyama ışıktır yüzün
Yüreğimde açan gonca gülsün sen
Sevginin bedeli aşk ise gülüm
Ben sana aşkımı ilan edeyim
Sonunda varsa da inan ki ölüm
Ölüm gerçek dünya fani nedeyim.
NASIL SEVDİRSEM
(Eşime)
Gülden mi yazayım kalpten mi canan
Ben sana şiiri nasıl sevdirsem
Solmayan çiçeksin kalbimde inan
Yâr sana şiiri nasıl sevdirsem
Yıllardır sevgine muhtaç kalmışım
Bir defa sevgilim desen ne çıkar
Her gece kapına haber salmışım
Son defa odama gelsen ne çıkar
Bir veda busesi versen ne çıkar



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!