Kaygılarla örselenen şu gönlümün çardağında uzak çölleri izliyorum
Yudumlara bölünüyor her gece hayat, ben aşkın şiirlerini istifliyorum
Senli anılar dönüyor yorgun usumda, ıslak bulutları güneşe seriyorum
Özlemin çadırları çürüdü yar, kum fırtınaları başladı gelmiyor musun?
Sevdayı okşardı savaklar, şırıltılı bir nakarat olurdu zaman, ürperirdi aşk. Yeryüzünün tüm saklılarında adım dolaşırdı, ben tıknaz yüzümün kıvrımlarına sevginin resmini yapar iken. Sarnıçlarda eskimiş yolculuk anıları olurdu geçmiş, yorgun kervanların sırrıyla örselenirdi hayat. Kırık düşler sunağında ben adresini arardım, kan revan içerisinde uyanmadan uykulardan. Dilin alışkanlığı olurdu adımın, soylu sevişmelerin fısıltılı sessizliğine henüz soyunmadan an.
Vuruldu bir uçurum derinliğinde
Yaylada bir seherin serinliğinde
Avcıdan yarasını gizlercesine
Çığlıgını gömerek devrildiginde
Vuruldu ciger parem kanlar içinde
Devamını Oku
Yaylada bir seherin serinliğinde
Avcıdan yarasını gizlercesine
Çığlıgını gömerek devrildiginde
Vuruldu ciger parem kanlar içinde



